Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi disiplinde şu tecrübe hakimdir: ‘’Yönetimin karar alma süreçlerinde çoklu alınan karar, her ne kadar demokratik teamülleri yansıtsa da çıkacak kararlar çoğunlukla ya sürünceme de ya da sonuçsuz kalır.’’

Bu durum ortada iken 6’lı masa olarak ete kemiğe büründürecekleri müstakbel Cumhurbaşkanı adaylarının yıpranabileceği gerekçesiyle en sona bırakmak aday yapılacak kişinin şahsiyet bütünlüğü ile ilgili bir sorunu da akıllara getirmektedir.

Bu düşünceyle yola çıkarak belirlenen aday stratejisi sağlıklı ve makul bir strateji olmadığı veya olamayacağı İYİ Parti Genel Başkanı Sn. Meral Akşener’in masayı tekmelemesiyle ortaya çıktı.

Tabi burada kimin haklı kimin haksız olduğu meselesi kişi veya kişilere göre kendi perspektifinden farklılık göstermekle birlikte amacımın bunun tespitine yönelik bir tahkimat veya taksimat yapmak olmadığının bilinmesi gerekir.

Liderlik nedir, lider nasıl olmalıdır?

Amacım bu sorulara cevap bulmak bununla ilgili olarak son yaşadığımız siyasal olaylarla ilgili siyasal analiz yapmak bu duruma dikkat çekmekle ilgilidir.

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetiminde klişe bir kavram vardır: “Devlet yönetimi geleceği öngörebilmekle ilgilidir.”

Dolayısıyla devlet yönetmek bir “liderliğe” ihtiyaç duyar.

Liderlik ise “donanım” gerektirir.

Donanım, “bilgiye, tecrübeye ve cesarete” muhtaçtır.

Ancak bu niteliklere sahip olduğunuz ölçüde basiret sahibi bir lider olursunuz.

Lider öngörünüzle bugünü iyi tarif edemez olabilecekleri göremez ve gösteremezseniz gelecekle ile ilgili ne kadar büyük laflar ettiğinizin bir karşılığı olmaz, olamaz.

Ülkemiz üst üste önemli badirelerle yüzleşmenin eşiğinde 14 Mayıs 2023 seçimlerine koşar adımlarla giderken önemli siyasal paradokslara da şahitlik ediyor.

Cumhur İttifakı ‘’ aday belli karar net’’ mottosuyla yoluna hız vermeden devam ederken Millet İttifakı penceresinin ‘’ siyasal peyzaj’’ dizaynında önemli savrulmaları yaşıyoruz.

Zira yaklaşık 13 ay süren Cumhurbaşkanı adayı ve yol haritasının belirleneceği 6’lı masa toplantıları geçen hafta fiyaskoyla sonuçlandı.

Kimi zaman kısır partisi kimi zaman ise şatafatlı yemek toplantıları için düzenlendiği ifade edilen bu toplantı hem eleştirilere hem de mizaha konu olurken gelinen noktada bu öngörüsüzlükle önemli bir strateji hatası yapıldığı ortaya çıktı.

İYİ Parti lideri Sn. Akşener’den ‘’ gölgesine razı fesleğen’’ olmayı murat eden 5’li ekibin, neredeyse 2 yıldır fikir birlikteliği yaptıkları önemli bir siyasal figürü tanıyamama, dünden bugüne siyasal geçmişini iyi analiz edip buna göre pozisyon belirleyememe gafletlerinin sonuçlarını yaşadıklarını ifade edebiliriz.

Gelinen noktada millet ittifakı ciddi bir ‘’ kaht-ı rical’’ durumu yani devleti yönetecek liyakatli, donanımlı, geleceği öngörebilen basiretli siyasetçi sorunu yaşıyor.

Muhalefetin bu reel-politik yoksunluğu, seçime 69 gün kala iktidar cenahının en kötü olduğu dönemde elini yeniden güçlendirirken bu siyasal öfke karşısında muhalefet kesimi ise siyaset literatürüne ‘’ siyasal süreç yönetiminde beceriksizliğin anatomisi’ adı altında Siyasal Bilimler Fakültelerinde tez konusu olacak bir parametreyi hediye etmiş olacak.

Siyasal mecrada son dönemde yaşadıklarımız, kendince siyaseti dizayn eden figürlerde dahil mevcut siyasal lider profillerinin geleceği öngörebilme yani basiret sahibi olabilme yetkinliklerinden ne kadar da uzakta olduklarını gösterdi bizlere..

Bu ülkede Sn. Erdoğan’ı dışarıda tutarsak bir liderlik sorunu olduğu muhakkak. TV sunucularının mevcut Genel Başkanlardan lider diye söz etmelerine hayıflandığım gibi liderlik formatına uyumlu olmadığını da ayrıca ifade etmem gerekiyor.

Kabul edelim etmeyelim bugün lider formatına uyumlu tek lider Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’dır.  Diğerleri ise birer Genel Başkan !

Bunu nereden anlıyoruz. Yaşadığımız ‘’ kayıkçı kavgasından…’’