GENÇLİĞE GÜVENELİM Mİ?

Tarih, hafızadır.

Dolayısıyla tarih, geçmişle ilgilidir ancak gelecekle de ilgilenir.

Gelecekle ilgilenmesi geçmişi iyi analiz edip geçmişi gelecekle harmanlayarak atiye giden yolda ‘’ Tarih tekerrürden ibarettir’’ tezini ortadan kaldırmak yeni tarihi ufuklara kapı aralamakla ilgili olmasındandır.

Yıllarca bizim olanı bize ait olanı keşfetmek yerine ‘’ vizyon üşümesi’’ yaşayan devlet yöneticileri eliyle başkalarına ait olanı sahiplenmek, taklit etmek zorunda bırakıldık.

Bize ait değerler 2500 yıllık köklü geçmişimiz varken ancak 150 yıllık bilemedin 200 yıllık köksüz ulusların ‘’köksüz geçmişine’’ değer yükledik

Bizim Mevlana’mız, Yunus’umuz, Hacı Bektaş Veli’miz varken başkalarının fikir insanlarına kıymet addettik.

Kısaca kendi hazinelerimiz varken başkalarının köksüz geçmişinin dilencisi olduk.

Oysa toplumlar ‘’ değerleriyle yükselir; inkarlarıyla çürürler.’’

Teamüllerimiz, geleneklerimiz kendi tecrübelerimizden gelen kültürel rezervlerimiz varken başkalarının kültürel değerlerini toplumsal hayatımıza kopyaladık.

Kısacası ‘’ bize ait bizde olanı keşfetmek’’ yerine başkalarını taklit etme eğilimine girdik.

Evet son 20 yıla kadar hep bu düşünce kalıplarıyla yetiştirildik.

Artık kendi kıymetlerimizin kendi potansiyelimizin kendi gücümüzün farkındayız.

Millet olarak bunu idrak edebildiğimiz için son 20 yılda savunma sanayi başta ulaşım ve alt yapı hizmetleri sağlık sektörü gibi alanlarda büyük dönüşümler yaşıyoruz. Kimileri bu toplumsal dönüşümü küçümsese itibarsızlaştırma yoluna gitse de Türk insanı üstün ferasetiyle artık uyandı ve artık her şeyin farkında.

Artık kendini keşfeden bir millet var bu kadim Anadolu coğrafyasında. Bu coğrafyada ayakta kalabilmeniz düşme eşiğinde iken bir yerlerden tutunabilmeniz ‘’ güçlü ‘’ olmanıza bağlıdır. Güçlü olmakla kastettiğim akıl, bilgi ve donanım kriterleridir.

Geriye dönüp biraz geçmişe baktığımızda toplum olarak hep kendi kendimizle mücadele etmişiz. Kendimizin o büyük potansiyelinin bir şeyler üretebilme bir şeyler icat edebilme potansiyelinin farkında olamamışız. Geçmişte büyüklerinizden sıkça duymuşuzdur; "Durduk yerde icat çıkarma!"

Bir şey icat edip ortaya bir şeyler koyanlara uçuk demiş alay etmişiz bazılarının ise yapmaya çalıştıklarını küçümsemiş bir değer yüklememişiz.

Böyle diye diye sonunda keşfettiğimiz insan hazinelerimizin üstünü örtmüş ortaya çıkardıklarımızı da toprağa yeniden gömmüşüz.

Mahkûm edildiğimiz öğrenilmiş çaresizliğimiz bizi, büyük buluşları, önemli keşifleri başka milletlere has bir özellik başka ulusların fıtratı olarak düşünmeye mahkûm etmiş.

Bunların tamamı ‘’ neredeyse bir asırlık gafletin bizi mahkûm ettiği idrak gecikmesidir’’

Artık toplumun değişimine paralel olarak gençliğimizde bir ‘’idrak dönüşümü’’ yaşıyor.

‘’Teknofest kuşağı’’ denilen bir kuşak yetişiyor.

Gençlerin ilgi alanlarına yönelik ARGE çalışmalarına büyük ekonomik yatırımlar yapılıyor.

Bu gençlik ülkemiz geleceğinin teknolojik planlamasının ‘’ rezerv üssü’’ olarak büyük dönüşümünün başat aktörleri olacak.

Sporda, sanatta ve teknolojinin her alanında yüzyıllık kayıplarımızı çeyrek asra sığdırma telaşındayız.

Bu ülke iddiasını yakalamaya çalışan bir ülke. Bu ülke iddiasını başkalarının çöplüğünde arayan bir ülke değil.

Bilgi önemlidir. Zira büyük bir emek fedakârlık yapılması gereken özveri ve büyük bir çaba gerektirir.

Bilgiden daha önemli bir şey vardır. O da bir ‘’hayal gücüne’’ sahip olabilmektir.

Hayal gücüne sahip olmayan bir bilgi, kendini yenileyip dönüştüremediği sürece değersizleşir.

Bundan 105 yıl önce Yıldırım orduları komutanı Mustafa Kemal, Karadeniz bölgesindeki Pontus Rum çetelerinin taşkınlıklarını bastırmak için İstanbul’a çağrılmış, boğazda demirlemiş düşman gemilerinin arasından geçerken ağlayan yaveri Cevat Abbas’ın sözüne karşı M. Kemal’in ‘’ Geldikleri gibi giderler’’ ifadesi istiklal mücadelesinin ateşini yakmıştır.

Bu bir iradedir. Bu iradeyi büyütüp geliştiren ise hayaldir. Bağımsız bir ülke hayalidir.

Savaş, mutlak suretle topla, tüfekle, füzelerle kazanılmaz.

Savaş ne yaptığını neyi yapacağını bilen bilgili, donanımlı idrak sahibi ülkesi için bir hayali olan feraset sahibi bir gençlikle kazanılır.

Bu gençlik bizde var. Ve ben bu gençliğe Türk gençliğine inanıyor ve güveniyorum.