Osmanlı İmparatorluğunun paylaşıldığı dönemlerde işgale uğrayan Ortadoğu toprakları Arap aşiret reislerine şu kadar size, bu kadar ona şeklinde pay edildi ve emperyalist ülkelerin yönetiminde kukla devletler icat edilerek, günümüze kadar gelindi.

Sednaya Hapishanesi

Osmanlı İmparatorluğunun paylaşıldığı dönemlerde işgale uğrayan Ortadoğu toprakları Arap aşiret reislerine şu kadar size, bu kadar ona şeklinde pay edildi ve emperyalist ülkelerin yönetiminde kukla devletler icat edilerek, günümüze kadar gelindi. İşte onlardan biri Suriye. Zaman içinde değişiklikler yapıldı ve 1961 yılında bağımsız Suriye Arap Cumhuriyeti oldu. 

Kurulduğu günden beri kendi halkına zulüm yapan yönetimler yüzünden, mağdur olan, işkence gören Suriye halkı nihayet işkenceci zalim Esad yönetimlerinden kurtuldu.

Öyle bir kurtuluş ki, dillere destan olur. Suriyeli muhalifler on üç gün içinde Başkent Şam’ı ele geçirdiler. Tabi Beşşar Esad çareyi kaçmakta buldu. Kaçtığı ülke de Rusya. Artık Rusya’da işkence yapacak insan bulamayınca günlerini nasıl geçirir bilmem. Ama her gün ölüm korkusuyla rahat gün yüzü görmeyeceği kesindir.

Konumuz Esad’ın Sednaya Hapishanesi. Televizyon kanalları bir biri ardına hapishanenin içini görüntülediler. Her görüntü tüyler ürpertici. Bana kalırsa koğuşlarda insan değil mikrop bile yaşayamaz. Üstelik insanı öğüten pres makineleri de var. Yüz binlerce kişi, Sednaya’da görülmemiş işkencelere maruz kalmış. Öldürülmüş, cesetleri bile yok. Bu insanlık dışı işleri yapan maalesef devlet adı taşıyan ülkenin başkanı tarafından yapılıyor.

Konuyu elbette İsrail’e ve devlet başkanı Netanyahu’ya bağlayacağım.

Netanyahu’nun Suriye’nin devrik başkanı Beşşar Esad’dan ne farkı var!

Farkı yok ikisi de zalim. Biri halkının üzerine bomba yağdırırken, diğeri masum ve mazlum insanların üzerine bomba yağdırıyor. Bunlar zulüm ve işkence yapmak için birbirleri ile yarıştılar.  

Sormak gerekir dünya devletlerine, Birleşmiş Milletlere; zalimliklerinde sınır tanımayan adı devlet olan terör devletleri neden hala BM üyesi olarak devam ediyor. Böyle bir hak olmaz olsun ve artık dur denmeli.  Çünkü, Esad hapishanede işkence ile insan öldürüyordu. Suriye muhalifleri zafer kazandı ve Esad’a dur dendi. Netanyahu ise evinde oturan masum insanların üzerine bomba atarak öldürüyor. Onlara da dur denmeli artık!

Evet Suriye’de dur dendi… Darısı İsrail’e.

İsrail şimdi de özgürlüğe kavuşmanın sevincini yaşamak isteyen Suriye halkına saldırıyor. Golan Tepeleri İsrail’inmiş… İşgal ettiler ve Şam’a kilometrelerce yaklaşmış… Belki birkaç gün rüyasında görür ama o bulunduğu kutsal topraklardan da gideceği günler sayılı gibi…

Türk milleti sabırlıdır. Milletimiz Suriye halkına kucak açarak, sabrederek sıkıntıları aşmıştır. Ve sabrın sonunda gün özgürlük günü oldu. Türkiye’deki milyonlarca Suriyeli vatandaş artık ülkelerine geri dönüyorlar. Ve söyledikleri şu: Türkiye bize kucak açtı bunu hiç unutmayacağız. Biz Türkiye’de eğitim aldık, artık gidip Suriye’de iş yapacağız ve Türkiye’nin destekçisi olacağız. Allah Türk Milletinden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan razı olsun.

Cenab-ı Allah,  İnsanlığı terörden uzak devlet yöneticilerine kavuşturması dileğiyle;

Sağlıcakla Kalın!