Tabi ki kitaplardan bahsediyorum. Elimize aldığımız andan itibaren bambaşka diyarlara alıp götürüyor bizi. Hiç bilmediğimiz bir ülkede, hiç görmediğimiz bir mekânda, hiç tanımadığımız birinin peşinde buluveriyoruz kendimizi…

HER SAYFA DA YENİ BİR DÜNYA

 

Tabi ki kitaplardan bahsediyorum.

Elimize aldığımız andan itibaren bambaşka diyarlara alıp götürüyor bizi. Hiç bilmediğimiz bir ülkede, hiç görmediğimiz bir mekânda, hiç tanımadığımız birinin peşinde buluveriyoruz kendimizi…

Kitapları okurken bir bağ kurarsınız onlarla… Sayfaların kokusu, dokusu, hazzı içine çeker sizi. Bir bakmışsınız kitabın bir sayfası oluvermişsiniz. Okudukça, bilgileri biriktirdiğiniz bir hazine sandığına dönüşürsünüz.

Sınırlarımızı aşmamızı sağlayan bu eşsiz varlıklar büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e de ilham kaynağı olmuştur. Kitaplara olan tutkusu sayesinde; özgür, demokrat bir ülkede yaşamanın lüksü içerisindeyiz. Tarih, felsefe, dil, sanat, siyasi, matematik ve daha birçok konuda binlerce kitap okuyarak birçok eseri kaleme almış ve ufkumuzu açmıştır.

Toplumun ilerlemesi için en temel ihtiyacın okumak olduğunu her seferinde vurgulamıştır. 2017 yılında ülkemize gelen Elon Musk’ın ilk ziyaret ettiği yerde Anıtkabir olmuştur.

Elon Musk Afrika doğumludur. Kabile savaşları içinde büyürken, günde neredeyse bir kitap bitiriyormuş. Yoksa NASA ya rakip Spacex firmasını nasıl kursun? Uzay ve roket üzerine bütün kitapları okumuş ve şu anda orada çalışan bütün mühendisleri kadar konunun ehli bir kişi.

Musk Anıtkabir özel defterine, önderimizin mücadeleci yanını örnek göstererek; ‘Üç kırık kaburga, delik akciğer ve o yine de savaştı. Yurtta sulh, Dünyada sulh için.’ sözlerini yazmıştır. Birde Atatürk’ün şu sözünü paylaşarak; Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin’ diyerek, insanlık için ne kadar parlak bir gelecek istediğini dile getirmiştir.

Okuduklarımızı öyle bir sindirmeliyiz ki, her kitap bittiğinde, ben bunu hayatıma nasıl uyarlayabilirim diye sormalıyız kendimize. Zaman yetmiyor diye bir bahanemiz olmamalı. Olsaydı Atatürk için olurdu. Savaş esnasında 1 saatlik süresini dahi uyumak yerine kitap okuyarak geçirmiş büyük lider.

Okuduğu güzel kitaplardan biride Rus yazar Grigory Petrov’un Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı. Kitapta bahsedilen Finlandiya’yı gezme fırsatım oldu. Başkenti Helsinki öyle muhteşem bir şehir ki 2012 yılında Dünya tasarım başkenti seçilmiş. Sadece kayadan oluşan bu şehri halkı işleyerek tarım cennetine dönüştürmüş. Tarımda ilerledikten sonra eğitim, öğretim, gelenek göreneklerine bağlı birey yetiştirmede de dünyada parmakla gösterilen ülke durumuna gelmiş. Atatürk bu kitabı okuduktan sonra halkıma nasıl uyarlıya bilirim demiş ve ders kitabı olarak okutulmasını istemiş. Bugün ders kitabı olarak okutuluyor olsaydı, toprağımızın kıymetini bilen nesiller olurduk.

Hiçbir şey için geç değil. Özel günlerinde sevdiklerimize kitap hediye ederek bir başlangıç yapabiliriz. Onlarda okuduklarını bizimle paylaşarak çoğaltabilirler.

Okuyarak hayatı anlayalım, geçmişimizi öğrenelim ve geleceğimizi inşa edelim…

Varlığımıza şükredip, yeni dünyalara yelken açmamız umuduyla…