Bayram ve çocukluğum

Bayram ve çocukluğum

Her Ramazan ve Kurban bayramı geldiğinde çocukluğum aklıma gelir. Nedense bayramlar sanki çocuklarınmış algısını oluşturuyor bende.

Öyle ki, yetişkin olunca bin bir sorun ile günlerimiz haşır neşir olunca, ‘bayram gelmiş neyime’ der gibi oluyorum. Fakat öyle değil, bayramlar barışın simgesidir adeta. Küskünlerin bir araya geldiğinden, kavgaların sona ermesinin kapısını araladığından, birlik ve beraberliğin oluşumunu sağladığından ve akrabaların buluşmasından dolayı çok önemlidir.

Bayram gelince uzaktakiler, yakın olur… Çocuklar torunlar sevindirilir.

1970’li yıllarda henüz yedi sekiz yaşlarında iken bayram geldiğinde, bayram ederdim. Şekerden ziyade büyüklerin verdiği bayram harçlıklarını ‘bayram gelse de harçlık alsak’ diye dört gözle beklerdik… Yoldan geçenlerin ellerini öpüp bayramlarını kutlardık… Onlarda bazen şeker verir, bazen başımızı okşar bazıları da bozuk paralardan birini seçer verirdi. Komşuların kapılarını çalar, ellerini öpüp bayram kutlardık verilen şekerleri sayardık…

Ne günlerdi o günler.

Çocukluk işte.

Şimdi de pek farklı değil, geçen bayram evin kapı ziline basıldı balkondan baktım, altı-yedi kız çocuğu amca bayramın kutlu olsun diye hep birden bağırıyorlar. Hemen bekleyin dedim, içeri geçtim masadaki bayram şekerlerini aldım özellikle çikolatalı olanları çokça seçip, sepetle aşağıya sarkıttım… Bir sevindiler, bir sevindiler hemen kaldırım kenarına oturup yemeye bile başladılar.

Onların sevinçleri beni de mutlu etti.

Virüs, pandemi, yasak derken iki yıldır bayram bile yaşayamadık… Çocukluğumu hayal ede ede 3 bayram geçti, 4. bayram da geçiyor… Haydi hayırlısı.

Mübarek Kurban Bayramınızı kutlar; Sağlık esenlik ve mutluluklar dilerim.

YORUM EKLE