“Yeniden Düşünürüz”31 Mart yerel seçimlerinde beklenmeyen sonuçlar üzerinde ulusal ve yerelde birçok yorumcular görüşlerini açıkladılar. Her ne kadar ana Muhalefet Partisi CHP'nin başarısı olarak yorumlayanlar oldu ise de; genel olarak yorumcular iktidar partilerine “uyarı” olarak değerlendirdiler. Hatta CHP'de siyaset yapanlar bile halkın ülkeyi yönetenlere uyarı anlamında “mesaj” verdiğini ileri sürmüşlerdir. Yani sandığa katılmayanlar ile tepki gösteren oyların değişken olduğu ortaya çıkmıştır. Şimdi ne olacak? Gelecek bir seçimde sandığa gitmeyenler ile tepki oyları iktidar partilerine geri döner mi? Bunlar konuşuluyor. Seçmenin nabzını iyi okumak gerekir. Seçmenin nefreti nedir? Evet nefretten bahsetmek gerekir! Nefret insanlara has bir duygudur. Kızgınlığı, küskünlüğü çağrıştırır. Bazen çok sevdiği birine(partisine) tepkisini nefret duygusu ile gösterebilir.Bu bağlamda, iktidar partilerindeki oy kayıpları ile sandığa gitmeyen seçmenlerin hangi nedenle nefret duygusu beslediklerini anlayabilmek çok önemli…31 Mart yerel seçimleri için sandığa gitmeyen küskün insanları gördüm, sandığa oy atmaya giderken kızgın ifadelerle konuşarak giden karı-kocaları (yaş almışları) gördüm… Gençlerin umursamadığını gördüm… İktidar Partisinin temsilcilerinden dolayı nefret duygusunu kabartan insanları gördüm…Belediye başkan adaylarının olumsuzluklarını konuşan, yakın dost akrabaların meclis üyeliklerine yazılmalarını konuşan, eski tabir edilen partililerin kazanılmadığını konuşan, hemşerilerini arayıp sormayan adayların varlığını konuşan… İktidar partilerinin olumsuzluklarını konuşan, çok seçmen oldu bu yerel seçimde… Tabi bunların hepsi nefret duygusunu oluşturdu. Bu yüzden kimi sandığa gitmedi, kimi sandığa giderek sevdiği parti adayının tersine(kimi yakın gördüğü muhalefet parti adaylarına veya bağımsız adaya ya da geçersiz oy attı) oy atarken; “kaybedipte görsün günlerini” diyerek oy atanlar oldu.İktidar Partisinin adaylarında görülen aksaklıklar; kendi etrafında dolaşan kalabalıkları yanlarından uzaklaştırmayıp, halktan uzak durdular. Seçimi kazanacaklarının garanti olduğu dillendirilen ilçelerde “nasıl olsa kazandım” havasında kimseye ihtiyacım yok dercesine, halkın isteklerini görmezden gelmeleri. Buda bir etken olsa da asıl nefret duygusunu körükleyen sebeplerin başında ekonomik sıkıntılar, hayat pahalılığı olmuştur. Özellikle emeklilere verilen zamlar yetersiz kalmış, muhalefete bile gerek kalmadan millet “madem zam yok, oy da yok” dercesine sandığa küsmüşlerdir.Peki bu nefret durumu geçici olabilir mi? Ortada bir sevgi varsa ve sevgi gerçekten kökten bağlılığa yer veriyorsa o nefret duygusu yeniden destek duygusuna dönüşebilir? Yani oylar değişkendir. Yeniden iktidar partilerine dönebilir.Bu iddiam ile ilgili olarak bir seçmene sordum. Her dönem oy verdiği iktidar partisi yerine yeni kurulan benzer davası olan bir partiye oy verdiğini söyledi. Gerekçesi ise hayat pahalılığı ve emekli zamlarının yapılmaması… Peki hayat pahalılığı düzelir ve emekliye zamlar 4 yıl içerisinde düzelirse, yeniden iktidar partilerine destek verir misin dedim, “düşünürüz” şeklinde yorumu olması bana da ilgi çekici geldi.Vatandaşın demek istediği aslında şöyle, iktidar partisine çok çalışın, gereğini yapın derken muhalefet partilerine de bu seçim böyle oldu sizde; ülke millet çıkarına yönelik belediye hizmetlerini hakkıyla yapın, dedi.Ülkeyi 4 yıl yönetecek olan Cumhur İttifakı partileri nasıl çalışır bilmem ama ülkenin huzura güvene, birliğe, ekonomik rahatlığa ihtiyacı olduğunu bir kez daha gördük. Bu yönde hizmetlerin arttırılacağını düşünüyorum. Sağlıcakla Kalın!