2023 SEÇİMLERİ VE TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU

 Ülkemiz, Cumhuriyetimizin 100.kuruluş yıldönümünde kritik bir seçime gidiyor.

ABD’sinden AB’sine, Suriye’sinden İsrail’ine, Yunanistan’ından Ermenistan’ına hatta İran’ına kadar ve bunların amaçlarına protez olmuş zihin işgali yaşayan ve iktidar iştahı ile ağızlarından salyalar akıtan PKK’sından FETÖ’süne içimizdeki Truva atları dahil bu güruhun amacı; geçmişte olduğu gibi biat ettikleri efendilerinin emrine amade olacak zayıf ve kifayetsiz bir iktidar, basiretsiz bir lider hayalinden başka bir şey olmadığı açıktır.

2023 seçimleriyle sorgulanacak olanın, 3 Kasım 2002’de başlayan 20 yıllık büyük dönüşümün mimarı büyük lider Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan olduğunu, hedefin ise özgüveni tavan yapmış bu mümtaz milletin 20 yıllık dönüşüm hikayesini yırtıp atmak olduğu gerçeğini anlamak gerekiyor.

Bugün ülkemizde önemli bir ekonomik kriz olduğu ortada…

Ancak bu sorun sadece ülkemizde değil tüm dünyanın bir gerçeği olduğunu bilmek gerekiyor. Bu sorunun ABD ve Avrupa’da daha az hissedilmesinin sebebi ekonomik standartlarının bizden daha iyi olması…

Bunun iki önemli nedeninden birincisi, emperyalist damarlarının getirdiği sömürgecilik ve bundan elde ettiği yağmayı ülke ekonomilerine kazandırmaları…

İkincisi ise üzerinde yaşadığı coğrafyanın sunduğu güvenlik şemsiyesi ve yer altı rezervlerinin getirdiği cömertlik…

Bizde kronikleşmiş yapısal ekonomik yapısal sorunun daha fazla hissedilmesinin iki önemli nedeni olduğunu bilmek gerekiyor.

Birincisi düşünün ki 40 yıldır devam eden 45 bin asker sivil insan kaybımıza yol açan ve doğrudan 6 trilyon dolar, dolaylı 10 trilyon dolara mal olan bir ‘’terör sorunu’’ gerçeği…

Elbette ekonomik kayıplarımız kaybettiğimiz insan rezervimizle kıyaslanamaz. Ancak teröre harcadığımız milli gelirimizin en yüksek olduğu 950 milyar dolarla kıyaslandığında neredeyse 12 katı olan kaybettiğimiz bu ekonomik rezervimiz ekonomiye kazandırılsaydı bu gün kişi başına düşen milli gelirimiz, kişi başına düşen milli gelirin en yüksek olduğu 13.500 dolar düşünüldüğünde bu gün ekonomik standardımız bir çok Avrupa ülkesine göre çok daha iyi olabileceğinin idrakini anlamak gerekiyor.

İkincisi bu ülkenin bir ‘’darbe’’ gerçeğinin var olmasıdır.

1960 darbesiyle başlayan süreç 1971 muhtırası 1980 darbesi ardından 1997 28 Şubat e muhtırası ve en son 15 Temmuz 2016 FETÖ  darbe girişimi düşünüldüğünde bu ülke darbe ve darbe kalkışmaları nedeniyle  ‘’istikrar-güven-yatırım-istihdam’’ dörtlemişin de  darbenin istikrarı, istikrarsızlığın güveni, güvensizliğin yatırımı, yatırımsızlığın istihdamı, istihdamsızlığın üretimi ve büyümeyi, büyüyememenin GSMH’ya getirdiği yük nedeniyle  yapısal bir sorun olarak ülkemizde biraz daha ağır hissedilmektedir.

Bana göre bu ülkede üçüncü bir yapısal sorun ise bir ‘’ muhalefet’’ sorunumuz olduğudur.

Dünyada bir devlet düşünün ki muhalefeti millet için yapılan her şeye karşı çıksın… Bu millet için devasa alt ve üst yapı projeleri yapsın buna karşı çıkan bir muhalefetiniz olsun.

Kuzey Suriye’de ABD tarafından Türkiye’nin de yer aldığı Orta doğu coğrafyasını kontrol edebilmek için bir ‘’ Terör Devleti’’ teşkil edilmeye çalışılsın ve bu oluşuma karşı Türkiye sınır ötesi operasyonlar için meclise teskere getirsin ana muhalefet ve şürekası olarak bu beka teskeresine sınır ötesi operasyonlara ‘’ hayır’’ diyen….

ABD, 15 bin km.den, Fransa 10 bin km.den çıkarları için Yunan tezine destek vermek için Doğu Akdeniz’e gelsin Türkiye olarak kendi ‘’Mavi Vatanını’’ sahiplenmek için Yunanistan ile karşı karşıya gelirsin ancak buna karşı ne işimiz var Doğu Akdeniz’de diyen…

Düşünebiliyor musunuz neredeyse tüm dünyanın desteklediği darbeci Halife Hafter’e karşı, seçilmiş Libya hükümetinin daveti üzerine Osmanlı’nın kadim coğrafyası Libya’ya asker ve lojistik destek göndermek isteriz ancak buna karşı ne işimiz var Libya’da diyen…

1990’lı yılların ilk başında Ermenistan tarafından işgal edilmiş Azerbaycan toprağı Karabağ için soydaş Azerbaycan devletine SİHA ve lojistik destek sağlarsın buna karşın Türkiye Karabağ’a milis gönderiyor diyen…  Bir muhalefetiniz olsun.

İddiam şudur ki bir Avrupa devleti düşünün ki 40 yıldır terörle uğraşsın,45 bin insanını teröre kurban versin 10 trilyon dolarını teröre harcasın ve üstüne üstlük böyle bir kronik muhalefet sorunu olsun ve bu coğrafyada varlığını idame ettirebilsin.

Dolayısıyla 2023 seçimin kazanılması büyük dönüşümlere kapı aralarken, PKK’nın yerel özerklik, 100 yıllık Cumhuriyetimizi değiştirme ve Kuzey Suriye’de hemen güney sınırımızda ki terör devleti  hayaline…

FETÖ’nün darbe girişimiyle elde edemediği iktidar devşirme rüyasını muhalefet eliyle gerçekleştirme hedefine…

ABD başta Avrupa gibi emperyalist güçlerin eski güçsüz Türkiye, silik liderler silsilesi emellerine büyük bir darbe vurulurken…

Savunma Sanayinde ilk muharip uçağımız (MMU), Bayraktar Kızılelma insansız uçağımız ilk yerli ve milli gemimiz MİLGEM, ilk yerli ve milli denizaltımız MİLDEN Türkiye Yüzyılı vizyonuyla savunma envanterimize girerken ekonomik ve sosyal politikalarda refaha dönük büyük kazanımlar elde edeceğimiz bir döneme kapı aralayacak.

YORUM EKLE