KENDİ KENDİNE YETEBİLME

KENDİ KENDİNE YETEBİLME

            Kuraklık, iklim değişikliği, küresel ısınma, salgın derken yaşanan savaşlar.

Bizleri ve bütün insanlığı etkileyen bu olayları/yaşananları düşündüğümüzde yaşanabilecek olumsuzluklara her zaman hazırlık olmak zorundayız.

Teknolojide yaşanan değişimler bizim bir başka ülkeye, bölgeye gitmesek dahi tanımamızı sağlayabiliyor.  Söylemek istediğim şu “ülkemiz gerçekten cennetten bir köşe”. Bunun yanı sıra bir çok avantajımız da var “ genç nüfus” gibi. İklim, her bölgenin özelliğinin ve güzelliğinin olması daha da çoğaltabiliriz.

            Ancak bu avantajları değerlendiremezsek dezavantaja dönebilir.

            Yapılması gereken “kendi kendimize yetebilmeyi “ sağlamak. Birey olarak, şehir olarak, ülke olarak elbette her şeyde kendi kendimize yetemeyebiliriz. Ancak doğru planlamalarla, doğru adımlarla bir an önce kendi kendimize yetebilmeyi sağlamak zorundayız.

            Üretim mi ? Yoksa tüketim mi planlanacak?

            Sorun belki de buradan başlıyor olabilir. Tüketim arttıkça/ürün kıt oldukça fiyat artacağı için bir sezon fiyatı artan ürün ekiliyor, bu sefer de arz fazlası nedeniyle maalesef yeterli kazanç elde edilmeye biliniyor. Bunu bir kenara koyalım.

            Ülkemizin su zengini olmadığı bir gerçek maalesef.

            Öncelik üretim planlama olmalı. Bununla ilgili çok ve çeşitli güzel çalışmalar var. Özel ya da kamu, kar amaçlı ya da değil ama çok çalışma ve kafa yoran var. Mesele bunları bir araya toparlayıp doğru adımları atabilmekte. Yaşamsal önceliklerimiz; gıda, su, enerji kaynakları gibi doğru ve yerinde adımlarla hedefler belirlenmeli.

            Bu kadar çok doğal güzelliğe sahip olup, yetmemek demek bir yerde bir eksik var demektir.

Üretim planlaması yapılırken, girdileri dışarıda tutamayız. Her anlam da planlama geniş bir bakış açısı ve genel bir hareketlenme ile olmalı.

            Kendi kendimize yetmemiz gerekiyor. Her anlam da bu potansiyele sahibiz.

[email protected]

YORUM EKLE