Kanal İstanbul

Tarih boyunca insanlar, yöneticiler, iş adamları, siyasetçiler, sanatçılar hep İstanbul’u düşündü. Rüyalarında İstanbul şehrini gördüler.

Rüya kenti İstanbul

Şairler İstanbul için şiir yazdı,

Ses sanatçıları, türkü söyledi,

Tiyatrocular oyunlarını sergiledi,

Ressamlar yedi tepesinden bakarak tablolar yaptı,

İşadamları ekonomik yatırım yaptı. Müteahhitler bina dikti,

Siyasetçiler ise görselliği çok güzel olan bir İstanbul için proje ürettiler.

Rüya kenti İstanbul

Müslüman devletlerin ele geçirmek için yüzlerce kez kuşattığı İstanbul.

Türklerin Kızıl elması İstanbul.

1453’te Türk yurdu olan İstanbul.

İslam’ın sancağının burçlarında dalgalandığı İstanbul.

Çanakkale geçilmez destanını yazan İstanbul…

Türkiye ekonomisinin kalbinin attığı şehir İstanbul.

81 milyon Türk insanının harmanlandığı şehrin adıdır İstanbul.

Daha evet dahası var.

Dünya kenti İstanbul.

Dünya ülkeleri özellikle İngilizler, Fransızlar, Amerikalılar AB ülkeleri, diğer dünya ülkeleri hepsinin rüyasını süsleyen şehir İstanbul.

Ah İstanbul Ah! Diye iç çekiyorlar… Ayasofya’da ayin yapmak için adeta gün sayıyorlar…

Tabi ki İstanbul denilince birde İstanbul’a ‘Kanal İstanbul’ eklenince bağrışmalar, itirazlar, yapamazsınlar, yaptırmayızlar başlıyor.

Kanal İstanbul; hem ekonomik, hem sosyal, hem kültürel, hem de siyasi bir projedir.

Siyasetçilerin İtirazları özellikle siyasi proje olmasından kaynaklanıyor. Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı yapılacak dedi ya… İnat olsun diye yaptırmayız diye bağırıyorlar. 

Zamanında İkinci boğaz köprüsü yapılacaktı… Yine aynı sesler itiraz etmişti. Yaptırmayız diye…

 Neyi yaptırmadınız. İkincisi de yapıldı üçüncüsü de… Boğazın altından metrosu da yapıldı. Şimdi de Kanal İstanbul yapılacak.

Haydi hayırlısı…