İlkeli olmak

İlkeli olmak

Çocuklar büyürken karakterleri de gelişir. İlke sahibi olurlar.

İnsan, okul çevresinden ve yetiştiği sokaktan edindiği arkadaşlık ilişkilerinden, okuduğu kitaplardan, gazetelerden, izlediği filmlerden, belgesellerden edindiği düşünceleri harmanlayarak kendine özgü davranış biçimi seçer. Genellikle “Senin karakterin bu” dediğimiz kendine has özelliğidir insanın.

Karakteri gereği bazı insanlar; bayrağına aşıktır, inancı tamdır, devletine küsmez, vatanını sever ihanet etmez, toplumcudur. Milliyetçidir.

Bazıları da bunun tam tersi karakterdedir.

Ortada olanların karakteri ise “Ne olacak canım bayrağa, devlete, millete hiçbir şey olmaz” diyebilen yapıdadır. Etrafında gelişen devlet millet aleyhinde ki tüm olaylara kayıtsız kalabilir, Umursamaz tavırlara girebilir. Gününü gün etme peşinde olanlar gibidirler.

Şimdi asıl meselemiz ilkeli olmaktır. Karakterimizin oluşmasından sonra ona uygun hareket etme isteğini ilkelerimiz belirler. İlkeli insan olabilmenin yolu dürüst olmaktan geçer. Dürüst insan güvenilir olur, ahlaklı olur, böyle insana “el-Emin” kişi denir. 

İlkeli insan kendi karakterine uygun bir partiye üye olduğunda o partinin ilkelerine de uymak zorunda olduğunu bilir. Zaten kendi ilkesi ile partinin ilkesi uyuşmaz ise insan uyuşmazlık içinde olunan bir yerde başarılı olamaz. Devletlerin başarısı toplumu oluşturan insanların ortak değerlerine sahip çıkmasındandır. Böyle olmazsa sonu kesinlikle hüsrandır.

1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilan edildikten sonra, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet Halk Fırka’sı adında parti kurdu. Vefat edene kadar tek parti CHF, Cumhuriyeti yönetti. CHF’nin altı ok şeklinde ilkeleri oluştu. İlkeleri gereği devletin bir ve beraberce güçlü olması için Güney Doğu’da üç kez yapılan Kürt isyanlarını bastırdı. İleri yıllarda adı Cumhuriyet Halk Parti’si (CHP) olarak güncellendi.

Yıllar geçti, 2023 yılına gelindi. Cumhuriyet Halk Partisi siyasi faaliyetlerini aynı altı ok ilkeleri ile devam ettiriyor ama… Bakıyoruz şimdi; Türkiye Cumhuriyeti Devletine düşman olan, bayrağı tanımayan, camileri evleri basıp yakan, askeri polisi şehit eden, Güneydoğu’dan toprak ile Kürt halkına sözde özgürlük isteyen bölücüler ile terör destekli parti temsilcilerinin desteğini almaktan çekinmiyorlar. Halbu ki CHP’nin altı okunun “Devletçilik ve Milliyetçilik” ilkeleri yerinde duruyor. O ilkelere uymayan; emperyalist küresel güçlerce beslenen bölücü terör örgütlerine ve temsilcilerine, dün Atatürk ne yaptıysa bugünde CHP temsilcilerinin, aynısını yapması gerekmez mi?

Yoksa; Eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel’in dediği gibi “Dün dündür, bugün bugündür” mü diyorlar. Öyleyse kuruluş ilkelerinden uzak bir siyaseti tercih edenler her zaman olduğu gibi hüsrana uğrayacaklardır.

Sağlıcakla Kalın, Mutlu Kalın!

YORUM EKLE