Haydut mu?

Haydut mu?

Gençlik denince aklıma kanın hızlı aktığı günler gelir. Merak, heyecan, coşku, adrenalin hepsi birleşince kimse o genci yerinde durduramaz artık. Ne yapmaya karar verdiyse kimse onu tutamaz artık. Yapacağını yapar.

Bu duruma delidolu gençlik derler. Delisini bilmem ama dopdolu bir gençliğin önünde gerçekten kimseler duramaz, onları hiçbir güç engelleyemez. Hele bu gençler Peygamber Efendimizin güzel ahlakı ile bezenmiş ise; insanı, Allah'ın sevgili bir kulu olduğu için sevmiş ise, karşılık beklemeden iyilik yapmayı ilke edinmiş ise, küçüğünü seven büyüğüne saygılı ise, devletinin varlığını kendi varlığından üstün tutuyor ise; bayrak vatan aşkı ile yanıp tutuşuyor ise, can güvenliğimiz için, vatan topraklarının korunması için, bayrak için sınırlarımızda Mehmetçik olabiliyorsa ve okumayı seviyor ise, böyle dopdolu bir gençliğin önünde kim durabilir?

Zaten kimse duramadı.

Çanakkale'de duramadı. Sakarya'da, İnönü'de, Dumlupınar'da duramadı… Anadolu'muzu işgale gelen emperyalist ülkelerin askerleri Türk Genci'nin karşısında tel tel döküldüler, ayakta duramadılar ve geldikleri gibi geri gittiler.

O dönemin lideri Başbuğu Kahraman Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Sivas kongresine hazırlanırken,  Padişah'ın hükümeti tarafından rütbeleri geri alınır ve alındıktan sonra; “Hayin, başkaldıran, yıkıcı bir adam olduğum yolunda duvarlara yazılar yazıldı...(Nutuk S:32) 3.Baskı Ekim 1987) diye nutkuna yazan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ülkede adeta  “Haydut” ilan edilmiş ve yakalanması için hakkında emirler verilmişti. Haydut vasıflarını yakıştırdıkları  o kahraman Atamız bize bugün güzel vatan toprakları üzerinde özgürce soluk almamızı sağladı. Ay-Yıldızlı bayrağımızın gölgesinde serinlememizi ve rahat bir uyku çekmemizi sağladı.

Bu günlerde gençlerimize “Haydut” diyenler var… Ülkücü gençlere haydut benzetmesini yaptılar.  Şu benzerliğe bak ki, emperyalist ülkelerin liderleri ile birlikte karar alıp Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e” haydut” diyen düşünce yapısı, adeta o dönemi çağrıştırırcasına bugün yine hortladı…

Tarih bir kere daha tekerrür etti. Kutsal davasında tek başına da kalsa yürüyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yolundan giden, Ülkücü Gençlik Türkiye'nin en dinamik, kararlı ve cesur gençleridir.

Başbuğ Alparslan Türkeş'in kurduğu Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı'nın yetiştirdiği Ülkücü Gençlik, Türk varlığının en samimi koruyucusu olmaya devam edecektir. Ülkücülerden haydut değil, vatanını, bayrağını canından daha çok seven korkusuz çelik bilekli TÜRKLER çıkar.

***

Mübarek Kurban Bayramınızı kutlar; sağlık esenlik ve mutluluklar dilerim.

 

YORUM EKLE