GARNİZON SİYASET

GARNİZON SİYASET

Bugün Türkiye’ye ABD başta birtakım ülkelerin izdüşümünde emperyalizmin kuşatılmışlığı altında ‘’dik başlı’’ davranmanın hesabı sorulmaya çalışılıyor.

Başta ABD olmak üzere kim bu ülkeler; Fransa, İngiltere, Almanya, vs…  

Elbette bugün bu ülkelerin ısrarlı kuşatma çabalarının geçmişten bugüne net olarak ortaya çıkmış sebepleri var.

Şunu artık herkesin kafasına sokması lazım... Türkiye artık emperyalist batının kontrol edebildiği yörüngesinde hareket eden otur dediğinde oturan kalk dediğinde kalkan Mısır, Yunanistan, Ermenistan ve Arap coğrafyasındaki diğer ülkeler gibi ‘’emir eri’’ bir ülke değil…

Şu açık ki mutlak bağımsızlığa giden yolumuzda bu kazanımı bir tarafa bırakıp emir eri bir ülke olsaydık bugün bunları yaşamaz yaşadığımız bunca tehditlere maruz bırakılmazdık.

Kim ne derse desin dünden bugüne oryantalist perspektiften algıladıkları Türkiye, NATO bünyesinde gerek İran gerekse Rusya tehdidine karşı ABD’den sonra NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip ülkesi olarak körü körüne Batı’ya hizmet eden NATO’nun en doğu sınırını koruyan ‘’mayın eşeği’’ veya sürekli onların değirmenine yük taşıyan ‘’ mekkare beygiri’’ değil artık.

Onlar geçmişteki eski Türkiye’yi, kendi gelecek tasavvurları için hayal ettikleri bir nostaljinin peşindeler…

Sömürgeci batı, hayal ettikleri eski Türkiye özlemi ile aslında şu soruları sormak istiyor:

- Doğu Akdeniz’de mavi vatanımızda hakkımızı arama çabamız karşısında; ne işin var Doğu Akdeniz’de?..

-Köken kabul ettiğimiz Batının şımarık çocuğu Yunanistan’ın; Doğu Akdeniz ve Ege’deki çıkarlarına 12 mil çabasına neden tavır koyuyorsun?

 -Dünyayı restore eden güçler olarak Libya’da ancak biz söz söyleriz, sen kimsin ki Libya’da koşul değiştirme çabasındasın?

-Arap coğrafyasını nasıl İsrail’le kontrol ediyorsak hemen güneyinizde Suriye’nin kuzeyinde İran’ı, Rusya’yı, Güney Kafkasya’yı kontrol edebileceğimiz aparat bir ‘’ PKK devleti’’ terör devleti kuracağız…  Fırat kalkanı, Barış pınarı ve Zeytin Dalı operasyonlarıyla nasıl buna müdahale edersin? Senin ne haddine bu operasyonlar?

-Zaten Azerbaycan’a verdiğin silah ve lojistik desteğinle Kafkasya’nın gündemini değiştirdin Karabağ’ı Ermenistan’dan söküp aldın olmadı Ermenistan’ı Rusya’nın kucağına yeniden oturtup ABD, Fransa ve İngiltere olarak bizi bu bölgede etkisiz elemana dönüştürdün, sen kimsin ki böyle bir şeye cüret edersin?

İşte bu sorular ile kanlanmasını bekledikleri emperyalist damarlarını ortaya çıkartıp sömürge iştahlarıyla ağızlarından salyalar akarak güya ders vermek istemekte kendilerine eskiden olduğu gibi koşulsuz biat edecek, değirmenlerine su taşıyacak ‘’tescilli saka’’ bir ülke tasavvur etmekteydiler...

Bilmedikleri idrak edemedikleri şey Türkiye’nin eski sünepe Türkiye olmadığıydı…

Bilmedikleri şey Türkiye’nin liderini eski liderlerle kıyaslama basiretsizliği idi…

İdrak edemedikleri şey hep boyun eğen, hep sürü gördükleri Türk insanının feraset sahibi olmaya giden evrimleşme olgunlaşma sürecini farkında olamama gafletleriydi…

Tıpkı bireyler gibi halklarda yaşadıklarıyla olgunlaşır… Bu halk o kadar çok şey yaşadı ki evrimleşme olgunlaşma sürecinin zorunlu bir parçası oldu.

Örneğin bu halk bu sömürgeci damarın saldırılarını 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971,12 Eylül 1980, 27 Şubat 1997 ve 15 Temmuz 2016… Başka hiçbir millet yoktur ki bu kadar çok şeyi bu kadar kısa bir sürede yaşasın...

Elbette bu sürecin bir kronolojik geçmişi var.

Siyaset sosyolojisi literatüründe ‘’ emperyalist entegrasyon’’ diye bir kavram vardır…  Yani yayılmacılık ve sömürgecilikte birleşme, bütünleşme…

Hem lider hem de halk olarak boyun eğmeyen duruşumuzla emperyalist batının zihin kodlarına öyle bir girdik ki 2009’da Davos zirvesindeki ‘’One Minute’’ çıkışı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’de yaptığı konuşmayla ‘’ dünya beşten büyüktür’’ manifestosu, ABD’sinden AB’ye, Rusya’sından İsrail ve Arap coğrafyasına kadar öyle bir etki yarattı ki işte bugün emperyalist kuşatılmışlığımızın, çevrelenmemizin nedeni işte hep bunlar… Oysa  düşündükleri garnizon bir iktidarın ruhlarında yarattığı hayal kırıklığı… Emir eri olarak tasavvur ettikleri Erdoğan’ın zihinlerinde yarattığı algı çatışması…

Artık Rusya ve İran’ı Ortadoğu’da NATO adına ‘’mayın eşeği’’ olarak dengelemek yayılmacılıklarını engellemek olarak verilen görevi sorgular hale gelen bu ülke, eğdiremediği büktüremediği diz çöktüremediği dik duruşu ile emperyalist batının fiyakasını çizen, dayatmalarını paçavra olarak yırtıp çöpe atan bu eski dünya düzenine başkaldıran bu aykırı kişilik, bir türlü kontrol edemediği Cumhurbaşkanı Erdoğan, aslında batının 15 Temmuz kalkışmasında olduğu gibi gerekirse demokrasi dışı yollarla bertaraf etmek istediği tek ve en önemli kişilik ve en büyük sorun…

Erdoğan’dan hayal kırıklığı yaşayan gerek Biden ve gerekse batının ‘’garnizon siyaset’’ profilli muhalefete destek açıklamasını ‘’ garnizon iktidara’’ giden yolda Millet İttifakının muhtemel Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun seçime 8 ay kala zamansız ABD ziyaretini bu perspektiften yorumlamak gerekiyor.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Husnu Karabulut
Husnu Karabulut - 2 yıl Önce

ABD Pkk Ypg gibi terör orgutleri vekaleten savaş yaptiriyorsa 1. Dünya harbinde Turkiyeyi işgale kalkışan devletlerin ordusunu vekaleten savastirmistir. ABD Türkiye düşmanlığının koordinasyonunu nasıl yaptı ise günümüzde de aynı koordine etme görevini sürdürmektedir. Tam bağımsız bir Türkiye için ABD nin koordine etme oyunlarını bozmak zorundayız. NE MUTLU TURKUM DIYENE Selam Dua