CESARET  EDİN!..

 CESARET  EDİN!..

Dünya koşar adımlarla ‘’dijital çağa’’ evrilirken, bunlardan bize ne diyebilir miyiz?

Elbette diyemeyiz…

Benim anlatmak istediğim biz yeni yeni inovasyonu toplum olarak anlamaya çalışıp tam olarak içselleştiremezken  dünya bu gün yükselen yeni trendlere koşuyor.

Bizim çok geç olmadan inovasyon (yenileşim) denilen kavramı, kavram olmaktan çıkartıp tüm alanlara  artık kodlamamız gerekiyor.

Fakat ne yazık ki  araştırdığımız halde bir türlü geliştiremeyişimizin kültürel kodlarını hatırlatmak zorundayım.

Artık bazı şeyleri aşmamız gerekiyor. Bunu yapmazsak bir adım öte gidemeyeceğimiz ortada…

Kısır siyasal çekişmelerimizi bir tarafa bırakıp tüm potansiyelimizle yarınlara odaklanmamız var olan enerjimizi geleceğe kodlamamız gerekiyor.

Herhalde İbn Haldun’un ifade ettiği kader olan coğrafyamızın getirdiği konumdan olsa gerek bir türlü iktidar mücadelesini bırakıp tam manasıyla geleceğe odaklanma sorunu yaşıyoruz.

Oysa gerek siyasal gerekse kültürel farklılıklarımız, fiili düşmanlıktan öteye geçmediği,  bunu fırsat olarak görüp akıl üzerinden araştırıp,  fikir üzerinden geliştirmediğimiz sürece bu sorunu sorun olarak yaşamaya devam edeceğimizdir.


Yani farklı olandan korkuyu, bize benzemeyenden nefreti,  akıl yerine hileyi,  sabır yerine telaşı, sorgulamak yerine biatı, bilgi yerine kanaati,  özgünlük yerine taklidi  öncelemezsek   belki birçok şeyi değiştirebiliriz.
 

Biz hala bunlarla uğraşırken  dünya, robotlar ve insanların sosyo-kültürel ilişkisi ile ileride birlikte oluşturabileceği ‘’çatışma alanlarından tartışma çağına’’ çoktan varmış bile.

Hayalim, çocuklarımızın 21.yy.ın dayattığı bu rekabette niceliğe dayalı soyutluğu değil, niteliğe dayalı somutluğu çevreleyecek alanlara kodlanırken, geç kalınmış olsa da ‘’ yarınlara cesaret etmesidir.’’

Yeni hükümet sistemi dolaylı değil doğrudan müdahaleyi öngörürken, aradakileri ortadan kaldırması geleceğe daha hızlı ve erken varmamızı vadediyor.

Bizimde ülke olarak aktivasyon ve hıza ihtiyacımız olacağına göre yeni hükümet sistemiyle birlikte ülkemizin bir an önce teknolojik rekabette arayı kapatacak robot ve yapay zekâ alanında yoğunlaşacak özgün kurumlarını oluşturması ve buralarda kabiliyetli en yetkin bilim insanlarımızın bir an önce konuşlandırılmasıdır.
 

Başkalarının donanımıyla ülke savunulamayacağı gibi başkalarının  dayattığı tüketim planlamasıyla da  insanımızı doyuramayız.

Bize ait olmayan başkalarının  teknoloji  sektörüyle kendimize ait üretim yapamayız.

Bugün bunu biz yapmazsak bizim adımıza bizim için başkaları da yapmayacaktır.

Cumhuriyetimizin 100.kuruluş yıldönümü yaklaşıyor.

2023’te Cumhuriyetimizin 100.yılını kutlamaya hazırlanırken, ‘’onurlu ve başı dik’’ bir vatandaş figürü üzerinden yeni bir ‘’Türkiye yüzyılı’’ inşa etmek gerekiyor.

Bunun için kültürel, etnolojik ve mezhepsel tasnif yapmadan çocuklarımız, gençlerimiz için  tüm farklılıklarımızla  şunu haykırmak istiyorum.

‘’ Yarınlara cesaret edin!’’

Edin ki  bu yüzyıl  Türkiye yüzyılı olsun!

Başarın ki bu mümtaz millet ufukların efendisi olsun!

Örnek mi?

İşte size Aziz Sancar…

Nobel ödüllü Türk bilim insanı…

İşte size  Uğur Şahin, Özlem Türeci… 

Dünyanın kabusu Covit-19’u silmek için  aşıyı  bulan ilk bilim insanlarından…

Bizde  bu potansiyel var…

Yeter ki idrak edin!..

Yeter ki isteyin!..

Yeter ki inanın!..

  

YORUM EKLE