12 Eylül

12 Eylül

Eylül okulların açıldığı aydı. Okul sınıflarını doldurduğumuz neşeli günlerdi, diyemeyeceğim…

Mersin Atatürk Lisesi’nde okuyordum. 1980 yılının Mart-Nisan ayları gibiydi…  Okulda devrimci denilen sol görüşlü öğrenci gurupları bir gün öncesinde “okulu boykot”  edecekleri çağrısında bulundular. Bende boykot günü okul kapısından içeri girmedim. Çevre yolundan gelişmeleri izledim. Okul camları bir bir kırılıyor, kapılara barikatlar yapılıyor. Sloganlar atılıyor vs… Bu sırada okul yönetimi de emniyet güçlerini çağırmıştı. Emniyet güçleri ile öğrenciler arasında kovalamaca başladı ve öğrenciler otobüslerle götürüldü…

O günlerde okulda okumak böyle bir şeydi işte… Zor mu, gerçekten zordu. Bu zoru aşmak için milliyetçi öğrenciler; sağcıların, milliyetçilerin daha yoğun yaşadığı il ve ilçelere kayıtlarını taşıyorlardı.  Ben de okul müdürümüze okullar yaz tatiline girmeden önce dilekçemi verdim. Erdemli lisesine aktarılmamı istedim… 12 Eylül 1980 Askeri Harekâtından birkaç ay önceydi… Okul müdürümüz yaşın reşit değil dilekçeyi velin getirsin diyerek benim dilekçemi o an için kabul etmedi bende ısrar etmedim ve; 12 Eylül 1980 darbesi yapıldı.

Öğrenci olarak OKUYAMADIK! Darağacına giderek ASILDIK!

12 Eylül cuntacılarının terör bahanesi ile masum gençleri darağaçlarına göndermeleri affedilemez. Emperyalist ülkeler istedi diye “bir sağdan bir soldan” sözleriyle onlarca genç asıldı. Öyle ki 16-17 yaşlarında gençler vardı. Yaşları tutmadı diye yaşlarını büyütüp öyle astılar. Bu hangi vicdana sığar.  Hangi akıl bunu uygular…

12 Eylül’e kara eylül diyorlar. Ülkesinin özgür olmasını, güçlü devlet olmasını isteyen, bayrak inmesin, ezan dinmesin diyen, vatan aşığı binlerce gencin zindanlarda çürütüldüğü, bazılarının asıldığı bir güne elbette kara eylül denmeli.

O günleri yaşayan, zindanlarda çile çeken gençlerin yaşları ortalama 50-70 arasıdır. Bunların birçoğu sosyal yaşamda olamadılar. Nedeni ise devlet memuru olamadılar, birçok işyerinde ise iş bulamadılar. Evlenip yuva kurmaları bile sorun oldu. Evlenenlerin birçoğu aile içinde huzurlu olamadılar… Hepsine, 12 Eylül’ün kara zindanları sebep olmuştur.

Evet 12 Eylül’ü, 12 Eylül gençlerini unutmak olmaz. Unutulmamalı, Unutturulmamalı… Yaşayanlarına gerçek anlamda, sosyal devletçilik anlamında sahip çıkılmalı…

Ne 12 Eylüller olsun, ne 15 Temmuz’lar olsun…. Güzel ülkemizde darbesiz bir yaşam olsun.

Sağlıcakla kalın!

YORUM EKLE