100.Yılında Türkiye
Tarihlerin yazıldığı rakamlara dikkat etmişimdir.
İslamiyet’in kabulü MS:610 yılında sözleşme yapılarak İslam Devleti oluşu MS:622
Türklerin İslamiyet ile tanışması ve gelişmesi MS: 642-751 tarihleri arasında geçer. MS:924 yılında İslamiyet’i kabul eden ilk Türk Devleti Karahanlılardır. 1037 yılında ise Selçuklu Devleti Kurulur. Artık Türkler bu tarihten itibaren İslamiyet’in sancaktarlığına soyunurlar.
Osmanlı Devletinin kuruluşu ise 1299 tarihidir. İstanbul’un fethi ise 1453’tür.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşu ise 29 Ekim 1923 tarihidir.
Amerika Birleşik Devletlerinin kuruluşu ise 4 Temmuz 1776 tarihidir. Dünya Lideri oluşu ise 1944 İkinci Dünya savaşı sonrasıdır.
Bu rakamlar neyi ifade ediyor olabilir?
Bazen ufkumuzu açmak gerekir. Geniş yelpazeden bakış açımızı yapmalıyız. Bir düşünelim Türkiye Cumhuriyeti kurulalı kaç yıl oldu. 29 Ekim 1923 gelince 100 Yıl olacak. Yani yüz yıllık genç bir cumhuriyet.
100 yıllık bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti süper devlet olabilir miydi?
Selçuklu Devleti yaklaşık 100 yıl içinde Anadolu hakimiyetini kurmaya başlamış ve imparatorluk olmuştur.
Osmanlı devleti 154 yıl sonra İstanbul’u fethederek, imparatorluk olarak dünya liderliğini ele geçirmiş.
Amerika kuruluş tarihinden 168 yıl sonra dünya liderliğini ele geçirmiş.
Demek ki önce doğum sonra gelişme ve süper devlet olmak için en az bir yüz yıl gerekiyor… Rakamlardan yola çıkarsak, mantıken bunu diyebiliriz.
Dünya lideri olma yolunda önemli adımlar atılmaya başlandığı son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Birleşik Milletlere “Bende varım!” diyerek göz kırpıyor.
Doğum sancılı olmuştu. Dört bir yanı düşman devletler tarafından işgal edilmiş bir ülkenin milleti, son bir çırpınış ile adeta, “Küllerinden yeniden doğmuşçasına” düşmanları yenerek 29 Ekim 1923 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur.
Devlet kuruldu ama ekonomik güç hemen hemen hiç yoktu. Üstelik ülkeyi işgal eden başta İngilizler olmak üzere emperyalist ülkeler, genç Cumhuriyeti yıkmak için hala iç siyasi kargaşa çıkartmanın çabası içindeydi. Din adamlarını kışkırttılar. Sahte imamlar ürettiler, olaylar hazırladılar lakin kararlı ve istikrarlı Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm bu oyunları bozdu ve ekonomik kalkınma için seferberlik yaptı. 10 yılda çok işler yapıldı. Sancılı geçen yılların ardından gelişmesini sürdürmesi beklenen devletimiz maalesef ikinci dünya savaşı, üretim yetersizliği, siyasi iktidar yetersizliği, askeri darbeler gibi nedenler yüzünden istenilen çağ üzerinden sıçramasını bir türlü gerçekleştiremedi. Ağır sanayi fabrikaları, otomobil, savunma sanayi, tarım sanayi gibi birçok kalkınma isteyen hamleler hiç yapılamadı ve dışa bağımlı olarak hazır malzeme tüketen bir ülke konumuna gelindi. Son on yılda ise dışa bağımlılığı azaltma gayretleri bariz bir şekilde görülmektedir. Bunun tek nedeni siyasi istikrardır. Yani hükümetin sürekliliği ve kararların hızlı alınmasıdır. Ayrıca devletin başı Cumhurbaşkanının tutarlı dış siyaset ve istikrarlı iç siyaseti iyi yönetmesi sonucu dışta dünya ülkeleri açısından bakıldığında itibarlı bir ülke olundu. İçte ise ekonomik sıkıntılar olmasına rağmen Cumhuriyetin 100. Yılında yapılan seçimi kazanmaları milletin siyasi istikrara devam etme kararıdır.
Sıkıntılı günler olmuştur. Olması da doğaldır zaten. Devletin bünyesi de insanın gelişmesi gibidir. Doğar, büyür yaşını alır gider. Sadece istikrarı düzenli olursa sonsuza kadar yaşar. Ne demişti Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacak ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet yaşayacaktır.” Başarılı bir insanın başarısını kıskananların tek bir derdi vardır ona çelme takmak, yere düşürmek, düşünce bir tekme daha vurmak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti gücüne güç kattığı andan itibaren çelme takan emperyalist ülkeler devletin alacağı kararlara saygı gösterip emir telakki edeceklerdir. Güç böyle bir şey işte!
Hedef belirleme1999 yılında yapılmıştır. 1999 yılında dillenen “2023 Yılında Lider Ülke Türkiye” sözleri gerçekleşmek üzere. Cumhuriyetin 100. Yılında atılan adımlar bunun işaretidir. İkinci hedef 2053 Yılı. İstanbul’un Fethinin 600. Yılı olması nedeniyle hükümet programları belirlenen hedeftir. Üçüncü hedef 1071 tarihidir. 1071 tarihi ise Bizans ordusunu Malazgrit’te yendiğimiz tarihtir. Ve 1071 tarihi geldiğinde 1000. yılı olacaktır.
Hedef demek hayalleri gerçekleştirmek demektir. Heyecanı canlı tutmaktır. Hedefe ulaşmak isteyen insan ayakta kalır. Devlette öyledir.
Neticede hedefi olan hayallerinin peşinde koşan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünya liderliğini zorbalıkla değil, milletlerin arzuları doğrultusunda, onların gönüllerini fethederek dünya liderliğini yapacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 29 Ekim 1923 tarihinde 100 yaşına girecektir. İyi ki doğdun iyi ki varsın nice yüz yıllara diyerek, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin 100.yaşını kutluyorum.