KASIM, MİNNETİN VE HOŞGÖRÜNÜN AYI OLSUN

 

Kasım ayı, Bir yılın daha sonunun geldiğinin habercisidir. Kışın başlangıcıdır. İçimde ki derin sessizliğin adıdır. Yaprakların ağacı terk etmesidir. Kadınlarımızdır, çocuklarımızdır. Uzun gecelerin, rüzgâr uğultularının ve Atatürksüz kalmış bir vatanın ayıdır Kasım…

 

Kasım ayında hatırlamamız ve hatırlatmamız gereken bir sürü gün vardır. Bunlardan en önemlisi, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü 10 Kasım Perşembe günü Saat 9:05 de yitirmiş olmamızdır.

Henüz 57 yaşındaydı. Bu kısa ömrüne birçok savaş, bir ülkenin kuruluşu, devrimler, inkılap, anlaşma ve sayısız kanunlar sığdırdı. Özlemle anıyoruz ve anmaya devam edeceğiz.

Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra Arapça yazılmış tüm kitaplara kutsal kitap gözüyle bakan halkı bilinçlendirmek ve okur yazarlığı artırabilmek için yine kasım ayında Latin harfleri ile Türk alfabesi kabul edildi. Okur yazar oranı yükseldiği gibi Latin harfleri kullanan yabancılarda daha kolay Türkçe öğrenebildiler.

24 Kasım Önderimiz M. Kemal Atatürk Millet Mekteplerinin Başöğretmenliğini kabul etti. Atatürk’ün 100. Doğum günü olan 1981 de yani Başöğretmen olduğu günde ülkemiz çapında Öğretmenler günü kutlanmaya başlandı. Böylece öğretmenlerimiz Atamızın dediği gibi, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeye devam ediyorlar.

 

Bu kadar güzel eğitim ve öğretim adımları atılırken; kadınlarımızı, çocuklarımızı korumak zorunda kaldığımız günleri de kabul etmek zorunda kalmışız.

"Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." diyen Atatürk; Dünyanın her ülkesinde yaşanan, kadına yönelik şiddete "dur" demek için 25 Kasım günü "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" kabul edildiğini bilse içi parçalanırdı. Her gün yüzlerce hatta binlerce kadınımız bu şiddete maalesef maruz kalıyor. Kadına şiddeti durdurmak herkesin görevidir. Her kadın, sağlıklı, mutlu ve sevgi dolu bir dünyada yaşamayı hak eder. Güç gösterisini kadın üzerinde uygulamak erkeklik olamaz.

20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Çocukları korumak ve yaşam koşullarını iyileştirmek adına ‘Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ imzalanmış ve o tarihten günümüze 20 Kasım ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ olarak ilan edilmiştir. Buda ülkemizin derin yaralarından biridir. Gün geçtikçe çocuklarımıza cinsel istismar suçu artmaktadır. Geçim sıkıntısı yüzünden okuldan alınan çocuklarımız işçi olarak çalıştırılmaktadır. Yine, başlık parası uğruna kız çocuklarımız reşit olmadan evlendirilmektedir. Suça sürüklenen çocuk sayımızda maalesef artmıştır.

Türk halkı olarak çocuklarımıza ve kadınlarımıza kalkan elleri durdurmazsak, bu güzel vatanı bir hiç uğruna yok etmiş olacağız. Atatürk’ün dediği gibi "Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zaferin kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgiyle, kültürle gerçekle faziletle süslenip donanmaktır." Eğitime gereken önemi hep beraber vermeliyiz. Birlikten kuvvet doğar. Ama bu kuvvet birinin üzerinde uygulanan kuvvet değil, ülkemin birlik beraberliği için harcanacak kuvvettir. Atamızın mirasını, kadınlar ve çocuklarla daha güçlü bir geleceğe yürütmemiz dileğiyle…

Unutma! Bir roman, bir harfle başlar.