Vicdan

Vicdan

 

Zoruma gitti,

Bu umarsızca gidişin.

Kapalı kapılar ardına saklanan o umarsız duruşun.

Bunca kızıllığın koynuna saklanmış düşlerle bir hiç gibi terk edişin.

Zoruma gitti,

Vicdanın bir köşesinde duruşum,

Oysa benim yerim yüreğin olmalıydı,

Vicdanın  kirli izleri değil.

 

Ben vicdan adamı değildim, senin sevginin yağmurları altında ıslanmaktı niyetim.

Kabullenmişliğim ve terkedilmişliğimle kalakaldım.

Bu muydu mükafatı onca dökülen gözyaşlarının.

Hiçbir zaman kıymet bilmeyen kıymetsizliğini,

Alenen suratıma çarpıp gittin.

 

Dönüşünde gidişin gibi sorumsuzca oldu.

Yine kirli vicdan muhasebelerine başladı dudakların.

Duymak istemediğim, ne çok söz işitti kulaklarım.

Ellerim ellerinin sıcaklığına alışmışken nasılda buz tuttu bütün benliğim.

 

Anladım,

Yokmuşsun aslında, hiç gelmemişsin, hiç yaşamamışsın benliğimde.

Merhametinmiş bende saklı duran,

Yüreğime sığdıramadığım o sevgin

Vicdanının kölesiymiş aslında.

Müebbet’e mahkum olmuş yada olduğunu sanmış bir duvarmış.

 

Gittim,

Artık kaldıramadı benliğim bu ıstırabı.

Her gün, bir gün gidersen diye uğradığım hayal kırıklıklarını,

Taze gelinin temiz bohçası misali, derleyim pılımı pırtımı,

Gittim vicdanındaki yürekten…

 

Anladım,

Meğer ben o yürekte hiç yaşamamışım.

Yazık;

Oysa benim yerim yüreğin olmalıydı,

Vicdanın  kirli izleri değil.

 

Şimdi belki bir yerlerden gel diyorsun.

İlk kez bensizliğin bu kadar zor olduğunu anlıyorsun.

İlk kez belki de son kez yüreğimde ki kıymetsizliğini görüyorsun.

Her defasında giden sen bekleyen ben dönen yine sen oluyordun.

Ama artık bak ve gör.

Ben ilk ve son kez gittim.

Tek yönlü bir yola…

Dönüşü olmayan!!!

YORUM EKLE