Mersinliler Mersin'e Sahip Çıkınız!

Çocukluğum babamın mesleğinden dolayı farklı şehirlerde ikamet etmeyle geçti.

MERSİNLİLER, MERSİN’E SAHİP ÇIKINIZ!

Çocukluğum babamın mesleğinden dolayı farklı şehirlerde ikamet etmeyle geçti. Babamın yıllık izinlerini dört gözle beklerdik. Çünkü bilirdik ki, izin zamanları Limon çiçeği kokulu güzel Mersinimize yolculuk başlayacak.

Büyük şehirlerde hayatımız hep apartman katlarında geçti. Lakin eski dönemlerde Mersin hatta Silifke de ki çoğu ev bahçeliydi. Mersin şehir girişinden limon çiçeği kokuları yayılmaya başlardı. Babaannemin, Anneannemin bahçeli evleri küçük ama benim gözümde birer saray yavrusuydu.

Hava kararana kadar dışarda oyun oynardık. Saklambaç oynamaktan korkmazdık.

Her bahçede bir ocak vardı. Yemek komşuya kokacak endişesi yoktu. Paylaşmak vardı hamurumuzda… Yoldan geçen herkes sofraya dahil edilirdi. Evlerin küçücük bahçelerinde olmazsa olmaz limon, turunç, portakal ağacı mutlaka vardı.

Mersinimiz, Akdeniz'in kucağında, güneşi ve deniziyle birlikte yeşeren, kök salan, büyüyen bir şehirdir. Memleketimizde yetişen Limon ağaçları da Akdeniz in bereketini her daim dallarında taşımıştır. Limon ağaçlarının dallarında sararan her limon sadece meyve değil, endüstriyel güç, emek ve Mersin’in doğayla oluşturduğu özel bağın bir parçasıdır.

Köylü milletin efendisidir diyen Büyük önder Atatürk, alın teri ve emekle yetiştirilen Limon ağacı üreticileri ve diğer üreticilere büyük saygı göstermemiz gerektiğini vurgulamıştır. Mersin’in limon ağaçları, köylünün alın teri ve emeğidir. Türkiye’nin tarım gücüdür.

Atamdan bize miras kalan bu değerleri korumakta her Türk vatandaşının görevidir.

Öyle güzel bir memlekette yaşıyoruz ki, Mersinimiz Akdeniz’in masmavi kıyılarına serilen yeşil örtüsüyle, doğanın cömertliğini ve tarihin izlerini bir arada yaşayan nadir şehirlerden biri…

Yemyeşil narenciye bahçelerinin, zeytin ağaçlarının ve çam ormanlarının bezendiği oluşumların içinde binlerce yıllık tarihi saklar. Geçmişin ayak izlerini gösterir bizlere…

Akdeniz medeniyetlerinin geçiş noktası olan memleketimizde kültürler buluşmuştur. Bu kültürlerin sürekliliğini sağlamak bizim görevimizdir.

Atatürk'ün “Mersinliler, Mersin'e sahip çıkınız” sözleri, bu topraklara olan sevgimizi ve bağlılığımızı güçlendiren bir çağrıdır. Atamız her fırsatta tarıma ve doğaya olan sevgisini ve sahip çıkmamız gerektiğini bizlere bildirmiştir.

Dalları göklere uzayan her limon ağacı, Atamızın bize miras bıraktığı doğa sevgisinin, çalışkanlığın ve bağlılığın bir sembolüdür.

Onun aramızdan ayrılışının 86.yılında bize miras bıraktığı limon ağaçlarımıza, üreticimize, doğamıza daha içten sarılalım ve onun dediği gibi sahip çıkalım.

Sevgi, birlik ve beraberlikle dolu nice günlere…