KORONA,YAYLA VE TURİZM
Küresel salgın (Pandemi) ile birlikte yaylalar ve müstakil evlere rağbetin arttığı söyleniyor aynı bu durum gözlemlenebiliyor da.
Havaların ısınmasıyla birlikte özlediğimiz doğaya doğru kaçıyoruz. Yayla turizmi, bölgemizde önemli bir yere sahip, maalesef daha çok yazın merkezden yaylaya doğru göç şeklinde oluyor. Diğer şehirlerden yeteri kadar turist yaylalarımıza gelmemekte.
Bu hareketliliğin yüzbinlerle ifade edildiği düşünüldüğünde gerçekten sayısal olarak ve ekonomik olarak güzel rakamlar. Sadece ekonomik olarak beraberinde sosyo-kültürel açıdan da zenginlik katmaktadır.
Yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi, salgın süreci doğayı sahiplenmeyi, doğada açık havada (mesafe ve maske kurallarına uyarak) daha fazla vakit geçirmeyi özendirmekte.
Hafta sonları ve tatil günlerinde daha da yoğunlaşmakta. Kışın kar için gidilirken, yazın serinlemek doğa ile iç içe kalabilmek için.
Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimiz de, eksiklik ya da daha iyi olabileceği yönünde düşüncelerimi de sizlerle paylaşmak isterim.
- Kooperatifleşme teşvik edilmeli,
- Yöresel ve doğal ürünlerin satıldığı küçük dükkanlar,
- Küçük küçük aktiviteler düzenlenmeli (Pandemi süreci sonrası belki),
- Tanıtım ve hareket günleri olmalı,
- Kültürel etkinlikler (şiir gibi) arttırılmalı,
Evet, bunlar daha da çoğaltılabilir. Nasıl mı? Elbette yerine gidip yapılacak ön çalışmalarla.
Gerek yurt içi gerekse yurt dışına gittiğimde, tarihi ve doğal yerlerde bu şekilde hareketliliği sağlayan yerler ön plandalar.
Dağa, yaylaya, deniz ve tarih (sağlık da olabilir) olarak bir çok potansiyele sahip şehrimizin, turizmde de en iyi nokta da olması hedefimiz olmalı.
Sağlıklı günler dileğiyle.