Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Mersin Şubesi, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında, “Kadına Şiddet Paneli” düzenledi. Nikah Salonu’nda düzenlenen panelde uzmanlar çözüm önerilerini dile getirdi.
Artarak süren kadına şiddet sorununa çözüm arama çalışmaları devam ediyor. Son olarak Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Mersin Şubesi, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında, “Kadına Şiddet Paneli” düzenledi. Mersin Büyükşehir Belediyesi Nikah Salonu’nda düzenlenen etkinliğin moderatörlüğünü KA.DER Mersin Şube Başkanı İlksen Sorguç Dinçer yaparken Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Başkanı R. Kaya Tepe, gazeteci Hediye Eroğlu, avukat Fatma Demircioğlu ve akademisyen Emine Saraç, sunumlar yaptılar.
“KADINI BİR YERE SIĞDIRAMIYORLAR”
Panelin açılışında söz alan Başkan Dinçer, kadına şiddete karşı topyekün toplumsal mücadele çağrısı yaparak, derneğin çalışmaları ve faaliyetleri hakkında bilgiler verdi.
Etkinliğin Belediye Kadın Daire Başkanlığının desteğiyle yapılmasının önemine dikkat çeken Dinçer, yıllarca bu birimlerin kurulması için verdikleri mücadeleleri anımsattı. “İlk etapta kadın daire başkanlığını nereye bağlayacaklarını bilemediler ama son olarak aile kapsamına aldılar. Keza bakanlıkta aynı şekilde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adını kullanıyor. Bu memlekette kadını bir yere sığdıramıyorlar maalesef. Buda bir gerçeğimiz. Ama biz kadını her alanda var etmek ve kazanılmış haklarını kaybetmemesi için mücadele etmeye devam ediyoruz. Ayrıca aynı zamanda 5 Aralık Türk kadının seçme seçilme hakkı kazanması adına önemli bir tarih. Ülkemizde 1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934'te Anayasa ve Seçim Kanunu'nda yapılan yasa değişikliği ile tanındı. Bu kazanımlarımızı daha ileriye taşımak için şiddeti önlemek, cinsiyet eşitliğini güçlendirmek daha sağlıklı toplumsal yapılar kurmak adına bir arada olmaya devam edeceğiz” dedi.
“TOPLUMUN ÇÖKÜŞE NEDEN OLAN YAYINLAR GİDEREK DAHA DA NORMALLEŞTİRİLMEKTE”
Daha sonra MGC Başkanı R. Kaya Tepe de, “Medyada Erkek Egemenliği ve Kullanılan Dil” başlıklı bir konuşma yaptı. Cemiyet olarak kentin her türlü toplumsal sorunlarının çözümünün parçası olmaya gayret gösterdiklerini dile getiren Tepe, kadına şiddet sorununa ise ayrıca hassasiyet ile yaklaştıklarını vurguladı.
Kadına yönelik şiddette medyanın büyük role sahip olduğunu ifade eden Başkan Tepe, “Medyanın yönlendirme etkisiyle alakalı çok ciddi bir gücü var. Bu nedenle tarihinin her sürecinde gazetecilik, yönlendirme için kullanılmış. Bazı gazete, medya patronları, siyasiler, çıkar ve menfaat odakları bu gücü lehlerine kullanmaya çalışmış ve hala çalışmakta.
Bu ortamda kadın metalaştırılmış, kadına roller biçilmiş ve kadın bu rollere hapsedilmiş. Televizyon yayınlarında bu rollerin dışına çıkan kadınlar kötü gösterilmiş. Ya da atılan başlıklar, büyük puntolarla verilen manşetler, kullanılan görsel malzemeler kadınları dikkat çekmek için araç haline getirmiş. Ve şimdi dijital çağda internet ortamı bu sorunu çok daha büyük bir hale getirmekte. Dijital mecranın medya ayağında tıklanma, izlenme, güç elde etme adına kuralsızca içerikler yayınlanmakta. Toplumun çöküşe neden olan bu tür yayınlar giderek daha da normalleştirilmekte.
Her fırsatta su sorunlara dikkat çekmeye ilgili yasal düzenlemelerin uygulamada da hayata geçirilmesi için çabalıyoruz ama yeterli olmuyor. Teyitten, etik değerlerden uzak yayınlara karşı el birliğiyle harekete geçerek bir şeyler yapmalıyız. Özellikle internet üzerinden yayın yapan mecralarla ilgili durum çok vahim. Acilen bu konuda bir şeyler yapmalıyız” şeklinde konuştu.
“KADINA ŞİDDETİN ÖNLENMESİNDE MEDYANIN YAPABİLECEĞİ ÇOK ŞEY VAR”
Gazeteci Hediye Eroğlu da, Kadına Yönelik Şiddette Medyanın Önemi” başlıklı bir sunum yaptı. Kadına şiddetin önlenmesi adına medyanın yapabileceği çok şey olduğunu ancak medyanın bunu tek başına yapmasının mümkün olmadığını dile getiren Eroğlu, “Medya bunu yapmaz ya da yapmak istemez veyahut sistem buna izin vermez. Çünkü medya; algı yaratmak için, yönetmek için bir güçtür. Bizim medyanın kadına şiddete karşı değişmesi için itici güce ihtiyacı var. Bu itici güç medya okur yazarlığı ile ancak sağlanabilir. Buradaki kaliteli kitlenin toplumdaki sayısının artırılması ile sağlanabilir.
ETİKTEN UZAK YAYINLAR TOPLUMU BATAKLIĞA SÜRÜKLÜYOR
Medya; tekelleşme, ticari kayıplar, hız, okuma, reyting, izlenme ya da tıklanma kaygısı nedeniyle maalesef ki kötü bir duruş sergiliyor. Olay çok büyüdü ve başka bir anlam ifade eder hale geldi, adeta toplumsal çöküntü yaşıyoruz. Mersin’de bu anlamda öne çıkan kentlerden; Özgecan’dan Müslüm’e cinayetine bir çok örnek var önümüzde.
Günümüzde bu toplumsal çöküntüyü tetikleyen, besleyen en önemli mecra ise dijital ortamdaki yayıncılık. Yalan yanlış etik değerlere, hukuksal normlara uymadan yapılan yayınlar ne yazık ki hem sorunun çözümünden uzaklaşmamıza neden oluyor hem de içinden çıkamadığımız bir bataklığa sürüklüyor bizi.
Bu gidişatı değiştirmek için evet medyaya görev düşüyor ama medyanın değişimini istemeliyiz. Sorumlu gazetecilik ilkelerine bağlı yayıncılık yapılmasını talep etmeliyiz. Bilgi kirliliği yaratan, hedef gösteren, gazetecilik kisvesiyle zarar veren içerikler yayınlar önlenmeli, itibar edilmemeli, prim verilmemeli.
“MEDYA SORUNLU AMA TOPLUMU DA DÖNÜŞTÜRMEMİZ GEREKİYOR”
Medya sorunlu ama toplumu da dönüştürmemiz gerekiyor. Bu kötü gidişatı birlikte değiştirebiliriz. Hatalarımızı görmek daha iyisini aramak adına iletişimciler, hukukçular, psikologlar, sosyologlar devreye girmeli. Sürüklendiğimiz girdabı ortaya koymalı ve önlem alınması için bize yol göstermeli. Ancak kadına şiddet veya toplumsal şiddet sorunu gazetecilikten çıkmış durumda, çok daha kapsamlı bir hal almış durumda. Medyanın tek başına değişmesini beklemek ütopik bir hayal olur. Bu değişim ancak toplumla birlikte mümkündür. Hepimiz tek tek bilinçlenmeli, farkına varmalıyız. Aksi takdirde kadınlara seçme seçilme hakkının verildiği günün onurunu yaşarken bir yandan da her dakika gündem olan kadın cinayetlerini konuşuyoruz. İşte bunu değiştirmek için yapabileceklerimizden birisi de medya okur yazarlığı dersinin daha güçlü verilmesini sağlamak olmalıdır. Dijital okur yazarlık bilinci kazanmadan bugün sosyal medya rezilliği yaşar hale geldik. Medya okur yazarlığını da güçlendiremez, geliştiremezsek toplumsal kaosu, şiddeti önlememiz mümkün olmaz” diye konuştu.
Daha sonra KA.DER Mersin Şube Başkanı İlksen Sorguç Dinçer, Başkan Kaya Tepe ve Hediye Eroğlu’na, KA.DER Danışma Kurulu üyeleri Vildan Yirmibeşoğlu ve Almıla Özktürk’ün yazdığı, “Belgelerle Cumhuriyet ve Kadın” isimli kitabı hediye etti.
Panelin ikinci kısmında ise avukat Fatma Demircioğlu ve akademisyen Emine Saraç, sunumlar yaptılar.(Haber: Hediye Eroğlu)