İstanbullu Can Derdinde Özgür Özel, Siyaset Derdinde…

CHP genel başkanı Özgür Özel'in İstanbul depremine rağmen miting yapmaya devam ediyor olması benim perspektifimden ciddi bir sorumsuzluk örneği.

Ana muhalefete genel başkanına soruyorum. Bu zor ve sıkıntılı günler siyaset yapma zamanı mı yoksa bütünleşme zamanı mı?

Veya bu gibi olağanüstü zamanlar her kesimden insanın fikri veya zikri bakış açısı her ne olursa olsun yaşanan ‘’ deprem olgusu’’ karşısında bütünleşme zamanı bu kötü günleri birlikte atlatma zamanı değil midir?

CHP'ye son yerel seçimlerde ülkenin birinci partisi sıfatıyla soruyorum. Bu ülke insanının derdiyle dertlenme, sevinç ve kederlerinde bütünleşme hissiyatı neden toplumsal ajandanızın bir parçası olmaz?

Ana muhalefet CHP, şu işgüzarlığı ile ne yaptığının farkında olamayan ergen çocuktan bir farkı var mı?

Maalesef TBMM’nin açılışının 105.yılında ve 23 Nisan çocuk bayramını kutladığımız bu özel günde İstanbul’da meydana gelen 6.2’lik deprem, bize geliyorum diyen büyük İstanbul depreminin ayak seslerini bir kez daha hatırlattı.

Büyük İstanbul depremi sadece bir İstanbul depremi değil bundan daha öte Marmara bölgesi olarak çevre illeri de etkileyebilecek ülkemiz için beka sorunu olabilecek bir ekolojik felaket.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi kendi tespitlerine göre yaptığı son açıklamada her an yıkılabilecek binlerce tabut bina olduğunu ifade etti.

İfade etti etmesine de adama sorarlar bu kadar çok tabut bina varken İBB başkanı İmamoğlu olarak 100 bin konut dönüştüreceğinizi söylemenize rağmen son 5 yılda sadece 5 bin küsür konut dönüştürerek şimdiye kadar neyi beklediniz?

AK Parti döneminde belediye bütçesinden kentsel dönüşüm için ayrılan %5,5 bütçeyi siz yerel iktidara geldikten sonra niçin %1,59’a düşürdünüz?

Oysa alanlarında en iyi deprem uzmanları uyarıyor. Gelecek büyük İstanbul depreminin 7.5-8 büyüklüğünde olabileceğini yıkılması gereken on binlerce riskli konut stokunun yerle bir olacağını haykırıyor.

Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığının verilerine göre yıkılıp dönüştürülmesi gereken 600 bin riskli konut olduğunu bunların bir an önce ‘’ kentsel dönüşüme’’ girmesi gerektiği yönü ifade ediliyor.

Beklenen büyük İstanbul depremi; insan potansiyelimiz, ekonomik, ulaşım ve alt yapı sorunları ile ortaya çıkabilecek olağanüstü durum için ciddi bir beka meselesini barındırıyor.

Mesela,

*Marmara bölgesi ve özelinde İstanbul ülkenin ekonomik ve sosyal yapısında stratejik bir öneme sahiptir. Ülkenin otomotiv, tekstil, gıda ve elektronik sektörlerinde sayısız ürettim alanlarında kısaca ekonomik performansında ülke ihracatının neredeyse yarısını   karşılayan bir bölge olması,

*Alt yapı olarak ülkenin İstanbul uluslararası havalimanı gibi önemli geçiş ve ulaşım aksında yer alması lojistik merkezlerin başını çekmesi,

*Enerji hattı olarak Asya-Avrupa enerji güzergahı ve telekomünikasyon gibi alanların merkezi konumunda bulunması,

*Turizm destinasyonunun önemli merkezlerinden biri olarak ülkeye kazandırdığı döviz rezerv girdisi,

*Enerji, iletişim ve su şebekelerinin etkilenmesi ve alt üst olacağı,

*Ve milyonlarca insanın enkaz yığını altında ve yüzbinlerce konutun yerle bir olabileceği,

İstanbul başta Marmara bölgesinin böyle bir vahametle karşılaşabileceği düşünüldüğünde olabilecekleri bir düşünün. Bu demektir biliyor musunuz?

MHP Mersin Milletvekili Uysal, Mersin'in İhtiyaçlarını Meclise Taşıdı MHP Mersin Milletvekili Uysal, Mersin'in İhtiyaçlarını Meclise Taşıdı

Bu sadece yüzbinlerce hatta milyonlarca insan hayatının yitip gitmesi değil aynı zamanda alt ve üst yapının ortadan kalkması ‘’ üretim, ticaret, turizm’’ gibi alanlarda uzun yıllara sarih etkiler yaratacak kısaca bir ‘’ BEKA’’ sorununa kapı aralayacak tıpkı 11 ili etkileyen 6 Şubat depreminden daha kötüsü demektir.

Yani İstanbul başta Suriye büyüklüğündeki bir bölgenin Suriye gibi alt ve üst yapılarının tahrip olduğu, ülkeyi onlarca yıl geriye götürecek ülke yönetiminde büyük zafiyetlere sebep olabilecek distopik bir deprem olgusu demektir.

Gelinen noktada şimdiye kadar İstanbullunun kişi başına aktarılan iller bankası payı ve ruhsat, emlak vergi gelirleriyle elde edilen bütçenin önemli bir bölümünün İstanbul'da yaşayan insanların can güvenliğine dönük olarak ayrılıp can güvenliği için harcanması gereken paranın, geliyorum diyen deprem olgusu karşısında bütçenin önemli bir kısmını İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı rüyası için reklam kalemine harcanması insanlık onuru için ne kadar etik?

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun gereği kentsel dönüşümden birinci derecede sorumlu kurum; belediyeler ve büyükşehir belediyeleridir.

İstanbul’un yaşadığı 6.2’lik bu deprem tehlikesi karşısında insanlar evlerine girmekten imtina edip sokaklarda tehlikenin geçmesini beklerken bu insanların kerhen de olsa yanında olması gereken ülkenin ana muhalefet partisi ve genel başkanı Özgür Özel niçin mitinglere ara verip deprem olgusunu insanlarla bütünleşerek onların yanında olduğu hissiyatını veren bir genel başkan profili çizmek yerine mitinglere dolayısıyla siyaset yapmaya devam eder bunu anlamak veya anlamlandırmak inanın mümkün değil.

Maalesef ana muhalefet CHP ve genel başkanı özgür Özel bu mitinglerinden birini de 26 Nisan’da yani yarın Mersin'de yapacak.

Ve yine maalesef millet can derdinde Özgür Özel ise siyaset derdinde…