Türkiye Emekliler Derneği Mersin Şube Yönetim Kurulu adına Başkan Cemal Akbudak yaptığı yazılı basın açıklamasında Milletvekillerine seslendi.

Başkan Akbudak, “TBMM’de bulunan sayın vekiller!

Bir kısmınız çifte emekli maaşı dışında komisyon üyeliği ve yönetim kurulu üyeliklerinden maaş alıyorsunuz.

                Ya emekli ? Özellikle SSK – Bağkur emeklileri 3600-5000-7000-9000 günle prim ödeyip de emekli maaşı alanların hepsini 7.500 liraya eşitlediniz. Bunun neresinde adalet var.

                En düşük emekli aylığı 7.500 TL. olarak uygulanmaya devam edecek.

Bir de kök aylık diye bir sistem çıkardılar. Kök aylığı 6.000 TL olan bir emekli yine 7.500 TL alacak.

Dört kişilik bir aile günde dört ekmek alsa ayda 900 TL. eder. Yaklaşık emekli maaşının %12’sini sadece ekmeğe veriyor. Buna vicdanınız nasıl elveriyor.” Yorumun yaptı.

EMEKLİ İNSAN DEĞİL Mİ, BU ÜLKENİN VATANDAŞI DEĞİL Mİ, İNSANCA VE UYGARCA YAŞAMA HAKKI YOK MU?

 Emeklilere haksızlık yapıldığını bakanların bile dile getirdiğini iddia eden Başkan Akbudak, gün geldiğinde cevabın verileceğini söyledi. Sitem dolu sözler eden Başkan Akbudak, “2000 sonrası intibak yasası kazanılmış bir dava meclise geliyor iktidar oylarıyla reddediliyor.

Türkiye’deki 119 şubemiz iktidar ve muhalefet milletvekillerine il ilçe başkanlıklarına taleplerimizi yazılı olarak bildirmiş ve üyelerimize de mesaj olarak bulundukları illerde parti teşkilatlarını aramalarını iletmiştik. Buna rağmen meclisteki vekillerin bile bu karar aşamasında mecliste olmadıklarını gördük.

Genel merkezimizin 5 gün önce Çalışma Bakanı ile yaptığı görüşmede Bakan bile emeklilere haksızlık yapıldığını kabul ediyor. Bu haksızlığı çözecek olan mevcut iktidardır, sızlanmaya hakları yok.

Emekliye yapılan bu uygulama hiç mi vicdanlarınızı sızlatmıyor.

Ülkesinin bütün eserlerinde emeği olan bu emekli size ne yaptı da; yaşamayın ölün bedduası yapar gibi zam veriyorsunuz.

Emekli insan değil mi, bu ülkenin vatandaşı değil mi, insanca ve uygarca yaşama hakkı yok mu?

Emekli kendine yapılan iyiliği de, kötülüğü de unutmaz, zamanı geldiğinde cevabını verir ve vermek zorundadır.

Kabahati kimsede aramayın kabahatin büyüğü bizde.

Gül gibi insanların kalbini kırdınız. Bahçeleriniz bahar görmesin.”