DERİNLERDEN GELEN BİR DİP DALGA
Siyaset özünde ulvi bir amaca hizmet eder.
Gerek siyaseten yaşadığımız hayal kırıklıkları gerekse siyasilerin tutmadıkları sözler karşısında siyaseti sorgular ‘’ nihayetinde siyaset değil mi?’’ sorusunu sorar, sıkça siyasetten ve siyasetin kirliliğinden yakınırız.
İşin aslına baktığınızda siyasetin kirlenmişliğinin siyasetin suçu olmadığını asıl suçlunun siyaseti insani veya ulvi amaçlar için kullanmayan kendi kişisel basamak hesapları için kullanan ‘’Zübük Siyasetçilerin’’ suçu olduğunu görürsünüz.
Siyasal partiler gerek ideolojik gerekse hizmet eksenli kendi fikri sentezlerini seçmenlere kabul ettirerek iktidara gelmek isterler. Siyasal partilerin hizmet eksenli politikalarını halkla buluşturacak figürler ise siyasetçilerdir.
Yukarıda bahsettiğim gibi kimi siyasetçiler dava şuuru içinde ideolojilerini insanlara kabul ettirebilmek için hizmeti araç ve aracı olarak görürken buna göre siyaset üretir. Kimileri ise siyaseti ‘’ulvi’’ bir amaç için değil siyasette kaybettiklerini telafi etmek keseyi doldurmak için siyaseti ‘’süfli’’ bir araç olarak görür ona göre siyaset üretir. Siyaseti yozlaştıran ikinci tip siyaset simsarlarıdır.
Siyaset kurumu üzerine kısa bir özet yaptıktan sonra buradan şuraya gelmek istiyorum.
Mersin siyasetinde özellikle Toroslar ve Akdeniz üzerinde gerek ulusal basın gerekse yerel basın perspektifinden ciddi bir siyasal gündem oluşmuş durumda. Buna menfi gündem oluşturanda ‘’ kent uzlaşısı’’ adı altında gerek Toroslar gerekse Akdeniz gibi iki önemli ilçenin ‘’ süfli’’ bir amaca hizmet eden ‘’ zübük siyasetçiler’’ sayesinde DEM +CHP ortaklığı gölgesinin Mersin siyaset sahasına olan izdüşümüdür.
İşte bu dayatma ve kuşatma ittifakına karşı Cumhur İttifakının kaygısı, özellikle Toroslarda buna fırsat verecek koşullara kapı aralayacak tedirginliğin bir siyasal travmaya dönüşme ihtimali karşısında bu sonuçla yüzleşme olasılığıdır.
Her siyasal parti sahada kendi gücünü görmek kendi gücünü hissettirmek bunu yaparken de sahaya kendi iktidarının mührünü vurmak ister. İYİ Parti müstakil olarak girdiği ilk yerel seçim olan 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Toroslarda 27 bin civarı oy almış. Son 14 Mayıs 2023 seçimlerinde ise oyu 18.500’e düşmüş.
Elbette bu durum İYİ Parti ve adayı için Toroslarda ciddi bir handikap. İYİ Parti’nin son seçimlerdeki oy düşüşüne rağmen Nihat Soysal’ın Toroslar adaylığı, doğrusunu söylemek gerekirse ciddi bir özgüveni de gösteriyor.
Adaylık durumu uzun zaman önce belirginleşmiş olmasına rağmen nerede bu adam dedirtecek kadar sahadan soyutlanmış ortalıkta görünmeyen Nihat Soysal, son zamanlarda önemli bir çıkışın da eşiğinde. Benim analizim bu bir dip dalga ve bu dip dalga öyle derinden geliyor ki sadece Torosları değil bir deniz kenti Mersin’de de bir ‘’tsunami etkisi’’ yaratacak Mersin siyasetini etkileyecek ölçekte bir gerçeklik olarak karşımızda dururken yakın zamana kadar sahada neredeyse yok sayılan nerede bu aday dedirten Soysal’ın bu çıkışı Cumhur İttifakı adayı için ciddi bir siyasal travma yaratma olasılığını da gittikçe belirginleştiriyor.
Cumhur İttifakı adayı Sayın Ali Öz’ün, geliyorum diyen bu tsunami tehdidine karşı bir dalga kıran bir bariyer oluşturabilmesi için İYİ Parti’nin son seçimdeki oyunun yarısından fazlasını alması gerekiyor. Zira DEM+CHP ittifakının oyu 86 bin küsür, Cumhur İttifakının oyu 77 bin küsür olduğu düşünüldüğünde DEM+CHP lehine 9.500 gibi bir farkın kapanması Cumhur İttifakının mevcut aday kimliği üzerinden imkânsız değil ancak çok da kolay görünmüyor.
Bu zorluğun iki nedeni var.
Birincisi adayın Nihat Soysal olması ve ‘’ Çavuşlu ‘’ eşrafının en bilindik sülalesinden, 30 yıldır kesintisiz ve rakipsiz Çavuşlu’ya muhtar seçilen Sayın Halil İbrahim Soysal’ın kardeşi olma avantajı.
Örneklendirmek gerekirse Gülnarlılar, bölgesel milliyetçiliği doruk noktada olan ve ‘’ Gülnarlılık kimliği’’ adı altında her partilisinden Gülnar’lının ortak hadiseler karşısında tepki geliştirme bağlamında bütünleşik bir Gülnar’lılık refleksi herkesin malumu.
Tıpkı Gülnar’lılar da olduğu gibi Çavuşlu insanı da ‘’ Toroslarlılık kimliği’’ altında alt kimlik olarak ‘’ Çavuşluluk kimliği’’ ile ön plandadır. Durum böyle olunca Çavuşluların altını çizerek ifade ediyorum sağcısı solcusu her partilisinden Çavuşlununun, Çavuşlululuk kimliği altında parti gözetmeksizin Nihat Soysal’a yönelme refleksi göz ardı edilmemelidir.
İkincisi ise 31 Mart 2019 yerel seçiminden farklı olarak DEM+CHP ortak adayı, her ne kadar zihin olarak bu coğrafyaya ait olmasa da kimlik olarak bu coğrafyaya ait olma gerçeğinin 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde 5.500 oyla Torosları kaybeden Alaaddin Dalkılıç’a karşı Cumhur İttifakına verilen sol oyların büyük oranda tekrar yerli aday algısıyla DEM+CHP adayına yönelme olasılığıdır.
Ayrıca önünde çok zor bir sınav olmasına rağmen Kurtali mahallesi başta DEM oylarının çok yoğun olduğu yerlerde yapılan mahalle toplantıları, Sayın Kocamaz gibi partinin öne çıkan figürlerinin de dahil olduğu esnaf ziyaretleri, blok oylara yönelik önemli ve kritik görüşmeler… Ayrıca yakın zamandaki seçim ofisinin açılışındaki kalabalığın neredeyse bir mitingi aratacak düzeyde olması gibi göstergeler Nihat Soysal’ın kazanacakmış şiarıyla seçime ne kadar çok asıldığının önemli göstergeleri. İşte bunlar Cumhur İttifakı ve adayı Ali Öz için ciddi ve önemli handikaplar
Bu seçim Cumhur İttifakınca alınabilir mi? İYİ Parti oyları alınabilirse bu elbette ki mümkün. Ancak bunun kolay olmayacağı kesin.
Sahayı izlemeye ve objektif bir çıkarım yapmaya çalışan bir siyaset analisti olarak benim analizim Nihat Soysal, derinden gelecek bir dip dalgayı bekleyen ‘’ usta bir sörfçü’’ veya ‘’altın bir vuruş’’ için kritik bir anı bekleyen usta bir futbolcu görüntüsü çiziyor.
Durum hassas ve olabildiğince kritik… Bizden söylemesi…