Çay Bahçesinde

Çay Bahçesinde

 

“Maviden siyaha büründü deniz, ışık fenerde

Mehtapla birlikte ışık, akis yaratıyordu denizde

Durmuştu zaman, ışığın akislerinde…

Neredeyim ben, kim var yanımda çevremde

Bilmiyorum, durmuştu zaman ışığın akislerinde

Gemi fener ışık ve akis, çarşaf gibi denizde

Kalmıştı bir çift göz, gemi fener ışık ve akis de

Sedef gibi olmuş yayılan ışık denizde

Pırıl pırıl parlıyor gözlerde

Parlayan gözler ferahlık yaratıyor gönüllerde

…Üşüdüm!

Esen meltemin serinliğinde

Serinlik tenime, tenimde beynime

Beynimde hükmünü verdi üşüdün!

…Dağıldı! Gemi fener ışık ve akis üşüyünce

Neredeyim ben kim var yanımda çevremde

Bir masa, sandalyede oturmuşum

Sohbet ediyorum arkadaşım ile

Çay bahçesinde…”

 

Oturmuşum dostum ile edebiyat konuşuyorum… Doğayı, güneşi, ayı… Ve 23 Nisan 1920’de TBMM’sinin açılışını, özgürlüğümüzü, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nın coşkusunu ve o gün Anadolu coğrafyasında yaşayan bütün Türk Milleti’nin; “Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek dil” diyerek oluşturduğu birlikte olma gücünün düşmanları denize döktüğü günleri konuşuyorum dostum ile… Bu gücü; birliğimiz için, beraberliğimiz için edebiyat ve kültür değerlerimiz için, devletimizin bekası için muhafaza etmeliyiz, görüşünü paylaştım dostum ile…

Evet; Edebiyat ile uğraşmak insanı dinlendirir, insanın ruhunu temizler, insan çevreci olur, dost yanlısı olur, insanlarla diyalogunu artırır, bilgi paylaşımı sağlanır, göremediklerinizi edebiyat ile görür, bilmediklerini edebiyat sayesinde öğrenirsiniz… Tabi bunun için söylenenlere (dedikodulara) değil, kalıcı olan belge niteliği taşıyan yazıları okumakla olur. Okumayı sevmeliyiz!

Okuyan insan güçlü olur, bilgili olur, mücadeleci olur.

***

Edebiyat olmalı hayatımızda fakat birde vazgeçemediğimiz sosyal yaşamda birlikte olduğumuz insanlar gerçeği var. Bu insanların inandıkları inanç değerleri ve destekledikleri siyasi partiler var. Fakat siyasi partilere destekler seçim zamanı verilmeli… Seçim bittiği zaman onların yaptıklarını tartıştırmak yerine edebiyat konuşulmalı, sanat, kültür konuşulmalı diyorum.

Sağlıcakla kalın

YORUM EKLE