BİR VİCDAN PROJESİ: ‘’ GÖNÜL BAĞI’’

                      BİR VİCDAN PROJESİ: ‘’ GÖNÜL BAĞI’’

Hikaye aslında  bir gönül selamı ile başlamıştı…

Yüreklerimize  işleyen bir ruh esintisiydi belki bu çabanın adı…

Belkide içimizde hissettiğimiz bir vicdan ısınması…

Adı ne olursa olsun ruhumuzu okşayan bize bir tebessümden öte şeyler yaşatan bu fedakar yüreklere kalpten bir  teşekkürü çok görmemeliydik, çok görmemek gerekiyordu.

Zira marifet, iltifata tabiydi…

İşte bu sebeptendir ki bu beceriyi bu büyük çabayı ayakta alkışlamak lazımdı…

Başkan Atsız Afşin Yılmaz öncülüğünde tüm cesur yüreklere teşekkürler!..  

İtiraf etmeliyim projenin çapını, inşa derinliğini görmek için sabır göstermek duygularımıza gem vurmak  bir ahlak inşaası  bir erdem yükü  taşıyan  bu  hikayenin adını koyabilmek için beklemek, beklemem gerekiyordu.

Bekledikçe sığ bir çaba olmadığına, kapsayıcı ve kucaklayıcı bir amaca hizmet ettiğine şahit oldum.

Projeyi Başkan Atsız Afşin Yılmaz kısaca şöyle özetliyordu:  ‘’ Bu erdemli çaba;  sevginin, emeğin ve insana verilen değerin izlerini taşıyordu. Mutlaka başarıya ulaşmalıydı ve ulaştı da…’’

Bu projeyle ‘’ yaşlı destek birimi, engelli destek birimi,taziye birimi,kadın dayanışma birimi,çocuk danışma birimi,ilk nefes birimi,esnaf dayanışma birimi,çare bizde birimi,gençlik kordinasyon birimi,sokak hayvanları destek birimi,vb.gibi’’ 16 ana başlık altında 16 destek birimi ile adeta Torosların kılcal damarlarına ulaşıldı ve ulaşılmaya devam ediliyor.

Kimbilir ne hikayeler ne yaşanmışlıklar ne gözyaşları ne isyankar meydan okumalar gizliydi bu çabanın görünmeyen yüzünde…

Hepsi birbirinden değerli bu çabada iki konu dikkatimi çekti.

Birincisi sağlıklı aile kavramının önemli bir değer olduğu toplumumuzda bilinçli evliliği mutlu aile mottosuyla sağlam temellere yaslayan ‘’ bilinçli evlilik atölyesi’’diğeri ise çok hassas olduğum bir konuda hayata dezavantajlı başlayan engellilere yönelik engelliliği ‘’ engellenmişlik’’   durumuna dönüştürmeme ana temasıyla ‘’ engelli destek birimi’’ oluşumuydu… 

Elbette burada bu vicdan projesini bu mukaddes çabayı tek tek anlatmaya kalksak haftaları yazılarımıza sığdırmamız mümkün değil…

 Böyle erdemli çabalar her zaman önemlidir ve her zaman bir karşılık üretir...

Bu erdemli çabanın ayrıca bir değer bir karşılık bir provizyon üretmesinin bir entelektüel birikime tebdilini önemli kılan asıl nedir biliyor musunuz?

Son bir kaç yılda belki Mersin Büyükşehir’deki emek kıyımına bir vicdan üşümesine bir ruh isyanına şahitlik ederken aynı zamanda kan ve  gözyaşlarıyla yoğrulan ekmeğe ihanete  tanık olmuştuk...

İşte zulmün despotizmle, kayırmacılığın  nepotizmle bütünleştiği,  emek denilen o mukaddes değerin zulmün kahkahaları eşliğinde giyotinle parçalatılarak zalimin ayakları altına atıldığı  alın terinin değersizleştirildiği bir  dönemde  Mersin’e bir huzur iklimi bahşedilmesiydi belki bu çabayı  önemli kılan…

Belki de birisi gönül inşa ederken diğerinin gönülleri yıkıyor olmasıydı bu çabayı farklı ve değerli kılan...   Bilemiyorum…

Bildiğim  tek şey şuydu aslında…

Tüm umutsuzluklara tüm ruhsuzluklara rağmen inadına biz hala bir umut ışığı bir değer üretiyoruz haykırışıydı belki bu çabaya kıymet yükleyen...

Bunu defeatle ispat ettin Başkan Yılmaz!..

Ancak bu seferki farklıydı, kucaklayıcılığı ve kapsayıcılığı ile…

Bir meydan okumaydı bu yaşamın bize sunduğu eşitsizliğe, adaletsizliğe…

Tıpkı bir avuç insanın bir yudum hayat, bir avuç gönül insanının bir tutam gönül bağı sloganıyla…

Tolstoy’un  ifadesiyle; ‘’Sadece kitap okumak yetmez!.. Meydan okumayıda bilmeli bazen insan… ‘’

‘’Kendine…  Hayata ve dünyaya…’’

YORUM EKLE