Bir Kültür Vizyonu: 'Ayyder'

                                       Bir Kültür Vizyonu: ‘’Ayyder’’

Klişe bir sloganım vardır. Birilerine bir şey telkin ederken özellikle gençler için sıkça kullanırım:  ‘’Başarılarınızın sınırını, hayallerinizin sınırı belirler.’’

Bu gün cismani varlık penceresinden evreni kontrol eden herşey aslında bir hayal ürünüdür.

Kuşlardan esinlenilerek uçaklar, uzay araçları icad edilmiş yıldız keşifleri başlamış, balıklardan yola çıkılarak gemiler, denizaltıları icad edilmiş denizler alemi keşfedilmeye çalışılmıştır. Kısaca yeni icadların gerisinde hep hayaller saklıdır.

Bu gün bir başarıdan bahsedeceğim. Hayallerden yola çıkılarak gerçeğe tedavül etmiş bir başarı hikayesinden…

Dernekler, 5253 sayılı kanunla tanımlanmış, kazanç paylaşımı dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için örgütlenmiş demokratik yapılanmalardır. Türkiye’deki yaklaşık 100 bin’e yakın dernek gibi sıradan bir dernek olarak kurulup zaman içinde sıradaşlanlaşarak kaderini bekleyen sıradan bir dernekten sıradan bir yapılanmadan bahsetmeyeceğim.

Bu gün kendi fonksiyonelitesiyle sıradışı davranıp sıradışı işlere imza atarak 1 yıl gibi kısa bir süre içinde on binlere varan  toplumsal üye rezervi ile sıradışı bir toplumsal yapılanmadan ‘’ AYYDER’’ den ‘’ Ayvagediği Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği’’ den bahsedeceğim.

Hatırlıyorum. Dernek kurulduktan kısa bir süre sonra dernek başkanı Osman Kepir ile bir sohbetimde dernek ile neyi amaçlıyorsun, hedefin nedir diye sorduğumda bana; ‘’ Biz sadece dernek kurmuyoruz, aynı zamanda bir kültür hazinesini ortaya çıkarmayı amaçlıyoruz. Terkedilmeye yüz tutmuş gelenek görenek benzeri ananelerimizi yeniden güncellerken aynı zamanda hafızamıza yeniden kazımaya hatta bununla kalmayıp ulusal zeminde bu kazanımlarımızı teşhir ederek Mersin ve hatta tüm Türkiye ile paylaşmak istiyoruz.’’ dediğinde doğrusu bu hedefi çokta olası görmüyordum.

Çok gidemesem de bazen uğrayabildiğim derneğe son ziyaretimde gördüklerim karşısında inanamadım. Geçen zamanda öyle şeyler ortaya konmuş ki geçmişten geleceğe kuruluşundan bu yana bu kadim beldede muhtarından belediye başkanına, ihtiyar heyetinden meclis üyesine kadar yaşamış bu beldeye emek vermiş simaların fotoğraflanarak isim isim duvarlara nakşedilmiş olması gerçekten beni çok olabildiğince şaşırtmıştı.

Ayrıca yakın zamanda yaşadığımız 6.8 şiddetindeki Elazığ ve Malatya depremlerinde bir araçlık gıda ve giyim eşyası ile yardım faliyeti, Ayvagediği’n de ihtiyaç sahiplerine zaman zaman gıda yardımlarında bulunulması, hasta ve yaşlı ziyaretleri, milli bayramlarda esnaf ve vatandaşlara bayrak dağıtımı, Ayvagediği ve Çapar’ı tanıtım videoları derneğin  göz dolduran önemli faliyetleri olarak sıralamak mümkündü.

Mesela hemen hemen hepimizin bildiği Ayvagediği yaylasının kadim geçmişinin çıkış noktası Çapar koyünün ilk muhtarının bir kadın olduğunu işittiğim de şaşkınlığım bir kat daha arttı. Bundan neredeyse 100 yüz yıl önce bir kadının muhtar olarak bir görev icra etmesi bu günün izdüşümünde üzerinde düşünülmesi dikkate değer bir kıymetti.

Dernek başkanı Osman Kepir ile bu son sohbetimde yapılanları ve bundan sonra yapılabilecekleri ve  hedeflerini sıraladığında bu yapılanmanın daha çok şeylere gebe olduğunu gördüm.

Sanki sözün sahibinin ifadesinde yerini bulan;‘’Değerlerinde yükselir, inkarlarında çürürsün!’’özdeyişine atıf yapılırcasına, izin alınması halinde Ayvagediği merkezde eski belediye hizmet binasının bir kültür müzesine dönüştürüleceği yörük kültürünün tüm özellikleriyle burada sergileneceği, hayat bulabileceği fikri olabildiğince anlamlıydı.

-Ayrıca ekonomik imkanı olmayan aile çocuklarına şu an için burs verilmesi, bu hedefin ileride büyültülme koşullarının tasarlanması,

-Kültür ve yayla turizmi ile gerek yerel gerekse ulusal medya ayağında tanıtım projesinin planlanması, gibi uygulanabilirliği mümkün, finanse edilebilirse daha onlarca projenin varlığı bu derneğin dernek olmaktan öte ciddi bir kurum refleksi ile ciddi bir işlevselliğe koşabileceğini görmek Ayvagediği ve onu örnekleyip aynı istikamette yürüyecekler için umut vaad eden, gelecek istikameti çizen  başarı stoğu ile bir çok başarı hikayesi yazılabileceğini söylemek bir ütopya olmasa gerek.

Başarı ve gelecek için şunun bilinmesi önemlidir. ‘’Geleceğe koşarken bazen dikiz aynasını kontrol etmek, geçmişi gözlemlemek gerekir.’’ Yani geleceğe koşarken geçmişi ıskalamamak gerekir.

Hepimiz biliriz ki, ‘’ hayallerin son kullanma tarihi, raf ömrü yoktur!’’

 İnsanoğlu ancak hayal kurduğu sürece kendini,çevresini ve dünyayı değiştirebilir.

Hayallerinizin buzdolabına kaldırılmasına izin vermeden ‘’AYYDER’’ olarak  gelecek vizyonunuzla beldenize vizyon katmaya devam etmenizi diliyorum.

   

 

 

 

 

YORUM EKLE