BEYİN : DÜŞÜNCELERİN KAPTANI!

Beynimiz, bedenimizin komuta merkezi. Hayal gücümüzden reflekslerimize kadar tüm yaşantımızı yöneten olağanüstü bir organ.

BEYİN : DÜŞÜNCELERİN KAPTANI!

Beynimiz, bedenimizin komuta merkezi. Hayal gücümüzden reflekslerimize kadar tüm yaşantımızı yöneten olağanüstü bir organ. Yaklaşık 1.5 kilogramlık bu mucizevi organa bağlıyız. Hem fiziksel hareketlerimizi hem de duygusal tepkilerimizi şekillendiriyoruz. Düşüncelerimizin, öğrenmemizin, hafızamızın ve yaratıcılığımızın yegâne kahramanı beynimiz. Her an kendini yeniden inşa etmeye açık olan beynimiz, aynı zamanda bizi insan yapan kimliğimiz.

"Beyin bir bahçe gibidir; onu nasıl beslerseniz, öyle çiçek açar."

Ağacın kökleri gibi olan beynimiz, nöronlardan yani sinir hücrelerinden oluşuyor. Bir insan beyninde 90 milyar nöron var. Dudak uçuklatacak kadar çok değil mi?

Bilgisayarların sabit diski gibi düşünürseniz, beynimiz 1000 ile 2,5 milyon arasında müzik konseri depolama yerine sahip. Bazı bilim adamları sonsuz depolama yapacağını iddia ediyor.

Ve bu organımız, etrafı tamamen kemikle çevrili bir kara kutu içinde bulunuyor. Muhteşem ötesi bir yaradılış. Kara bir kutu içerisinde ama dünyamızı o aydınlatıyor.

"Beyin, yetenekleriyle şekillenir; onu olumlu bir rutine alıştırmak, güçlü bir hayat inşa etmektir."

Almanya’nın başkenti Berlin’i ziyaret ettiğimde, 1961 yılında Doğu ve Batı Almanya’yı birbirinden ayırmak için bir gecede ördükleri duvarı görmek tüylerimi ürpertti. Bu duvar 46km uzunluğundaydı. Sosyalist lider Ulbricht’in emri ile yapılmıştı. Doğu tarafı beyaz düz boya ile boyalı iken Batı tarafı rengarenk grafiti çizimler ile doluydu. Meşhur checkpoint charlieden yani sınır geçiş kapısını gördüğümde savaşın o soğuk yüzü bütün benliğimde hissettirdi kendini. Lakin 28 yıl sonra dahi olsa da Alman halkı el ele vererek o duvarı söktüler. İbret olsun diye duvarın parçalarından birer parça sakladılar.

Bizde beynimizde sakladığımız eskilerimizden kurtulalım artık. Yıkalım duvarları. Yeni bilgileri yeni deneyimleri sokalım çekmecelere.

 

Ne kadar eski püskü bilgi varsa atalım ki yerine yenilerini koyabilelim.

Zamane hastalığı Anhedoni, hayattan zevk alamama hastalığı.

Keder ve kaygı gibi olumsuz duygular anhedoniye yol açıyor. Zevk alamadığınız şeyler sizi depresyona sokmaya başlar. Günümüzde depresyonda olmayan yok neredeyse. En gencinden en yaşlısına herkes depresyonla boğuşuyor.

Bu duygular içinde, boğulmak istemiyorsak hemen yeni bir aktiviteye girip yeni bir algı oluşturmalıyız.

Beyin meşgul olduğu süre içerisinde depresyona girmez. Bu muhteşem cihazın işletim hakkı bizim elimizde. Ona gereksiz bilgi yüklemeyi bırakalım, nefes alsın biraz.

"Düşüncelerinizin kaptanı olun; çünkü beyin, hangi rotayı izlerseniz sizi oraya taşır."

Umutlu, mutlu nice günlere…