2024 MERSİN B. BELEDİYE SEÇİMLERİ VE ADAY KRİTERİ

Mersin, sağ siyaset perspektifinden gerçekten zor bir metropol…

Bu kadim kent her kesimden sahip olduğu insan rezervi ile tam bir Türkiye profili çizerken siyasal anlamda özellikle merkez ilçe periferleri genel siyasette sol tandanslı siyaset açısından oy deposu olarak uygun bir siyaset alanı oluşturmakla kalmıyor özellikle belediyecilik anlamında yerel seçimlerde uygun bir atmosfer ve alt yapı sunuyor.

Dolayısıyla bu durum merkez ilçeler özellikle Yenişehir ve Mezitli açısından AK Parti, MHP veya İYİ Parti gibi sağ partiler açısından olumsuz bir durum ortaya koyarken belediyeleri kazanmaları açısından ciddi bir performans ortaya koymaları gerekiyor.

Dolayısıyla 1984 ve 1994’te ANAP’lı başkan rahmetli Okan Merzeci’yi, 30 yıl sonra başkanlığı CHP’li Macit Özcan’ın elinden alan MHP’li başkan Burhanettin Kocamaz’ı saymazsak bu geçici palyatif durumlar dışında sağ partiler özellikle büyükşehir anlamında önemli bir başarı yakalayamadı. Bu durum kentin sosyolojik dokusunu oluşturan sosyo-kültürel yapısının kent-politiğine entegrasyonu yönüyle sebep ve sonuçları var elbette.

Ancak ne dersek diyelim seçim kazandırması açısından oy deposu olan Yenişehir, Mezitli, Toroslar, Akdeniz ve Tarsus gibi metropol ilçeleri düşündüğümüzde bu ilçelerin siyasal zemin stabilitesinin CHP açısından açık ara ya birinci ya da ikinci partisi olması gerçeğini inkâr etmeden düşündüğümüzde bunu daha net ortaya koyabiliriz. Veya diğer 8 perifer ilçenin oy oranları toplamının bir Tarsus veya bir Yenişehir ve Mezitli etmediği düşünüldüğünde sağ siyasetin işinin özellikle belediye seçimlerinde ne kadar zor olduğunu anlayabilmek gerekiyor. Bilindiği gibi yerel seçimlerde adayın kalitesi kadar seçmenin parti taassubiyeti de yani partiye olan koşulsuz teslimiyeti önemli bir faktördür.

Belediye başkan adayını kazandıracak belirli kriterler vardır. Bunlar, 1- Bölgede herkesçe tanınan bir kişi olması 2- Geçmişten bugüne bölgeye sunduğu katkı yanında insanlara dokunarak onlara umut vaat eden bir hikâye sahibi olması 3- Yüz kızartıcı eylemleriyle halk nezdinde itibar deformasyonuna uğramamış olmasıdır.

Bunlar yerel yönetime aday bir siyasal figür açısından başar faktörlerdir. Bunun yanında seçmenin parti aidiyetini öne çıkaran siyasal taassubiyeti yani her ne olursa olsun parti adayına koşulsuz oy verme refleksi ikinci büyük ve önemli bir faktördür.

Örneğin Mersin il statüsüyle sol partiler açısından önemli siyasal alan oluştururken Yenişehir ve Mezitli’de aynı şekilde sol seçmen oy potansiyeli çok yüksek olan ilçelerdir.

Akdeniz ilçesinin AK Parti tarafından kazanılmasında MHP’nin desteği tartışmasız ise Toroslar ilçesinin, MHP tarafından kazanılmasında AK Partinin desteğini unutmamak gerekiyor. Eğer seçime ittifak olmadan ayrı ayrı girilmiş olsaydı veya karşı ittifak bu ilçelere ittifakla girmiş olsaydı bu partilerin Akdeniz ve Toroslarda işi gerçekten çok zordu.

Büyükşehirde CHP’nin başarısını bu iki ilçede gerçekleştiremedikleri ittifakın büyükşehirde gerçekleştirme tezahüründen başka bir şey olmadığını bilmek gerekiyor.

Gelinen noktada tüm bunlar ortada iken cumhur ittifakı tarafının 2024 seçimleri için iyi hesap yapması gerekiyor. Elbette ki siyasette matematiksel hesap doğru netice vermediği gibi siyasette her zaman iki kere iki dört etmiyor. Dolayısıyla herkes tarafından kabul gören toplumsal kredibilitesi ve rezervi yüksek niteliklere sahip kalifiye ‘’YERLİ’’ bir adayla sahaya inmesi gerekiyor. Bu her parti için geçerli. Ancak sağ siyaset özellikle AK Parti ve MHP hatta İYİ Parti için bu daha da elzem bir durum olarak ortaya çıkıyor.

2023 seçimleri sonuçlarına bakıldığında Toroslarda cumhur ittifakının işi kolay değil. Zira ittifakların oy yüzdesi Cumhur İttifakı % 40,5 ; Millet ittifakı %58,5 olarak belirginleşirken Akdeniz’de Cumhur ittifakı %31,5 ; Millet ittifakı %65 çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı sonuçlarına bakıldığında ise cumhur ittifakı adayı % 40 ; Millet ittifakı adayı % 60 olarak görünüyor.

2019 yerel seçimlerinde cumhur ittifakının desteklediği MHP adayının seçimi kaybetmesinden sonra 2024 yerel seçimlerinde Mersin Büyükşehrin AK Parti adayına verileceğini düşünüyordum. Ancak 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP’nin cumhurbaşkanına verdiği destek karşılığında bakanlık talep etmemesi MHP için sembol şehirlerden biri olan Mersin’in belediye seçimlerinde yeniden MHP’ye verilmesine fırsat tanıyabilir. Zira milliyetçi seçmenin yoğun olduğu Mersin, Adana, vs. yerlerde Sayın Bahçeli’nin talebini kırmayacak olan Sayın Cumhurbaşkanı buraları MHP’ye verebilir.

Mersin, belediyecilikte bir şeyler yapılmaya çalışılan son 10 yılı saymazsak büyük zaman kaybetti. Bu kadim kentin iç göçler sonucu oluşan banliyölerini dönüştürecek projelere adım atılması kentsel dönüşümle tanıştırılması, ulaşım sorunun şehir merkezinin yol çeperlerinin genişletilerek kuzey-güney ve doğu-batı aksında şehre nefes aldıracak projelerin hayata geçirilmesi gerekiyordu. Ancak son 10 yılda ışıksız geçiş sağlayan 3-5 kavşak tünel projesi dışında bir şey yapılamadı. Metro için açılış yapıldı ancak devam ettirilemedi. Zira kentsel dönüşüm ve metro gibi büyük ve devasa projelerin hayata geçirilmesi ancak iktidar desteğiyle mümkün olabileceği düşünüldüğünde bu kadim kentin makus talihini değiştirmek için bu kadim şehremanetiye Cumhur İttifakından bir şehremininin seçilmesi gerekiyor.

Bu sağ partiler için kolay değil elbette. Zira karşılarında her ne her kim olursa oy verebilecekleri ‘’ siyasal radikalizmi’’ önceleyen zamanı geldiğinde sandığa gidip tıpış tıpış oy verecek bir CHP seçmen kitlesi var.

İşte bunun içindir ki benim düşüncem bu kadim kentin makus talihinin değişmesi için AK Parti iktidarının olduğu bu dönemde kentsel dönüşüm ile ilgili inşa sorunlarını veya metro gibi devasa projelere imkân tanıyacak kentin bir uçtan bir uca ulaşım sorununun çözümü için mutlak suretle AK Parti belediyeciliği ile tanışması yanında göstereceği adayın özellikle ‘’ YERLİ’’ bir kimliğe sahip olması gerekiyor. Bunu yaparken de adayın imam hatipli olması özelliğine takınılmadan ( bu realite İl ve İlçe başkanlıkları içinde geçerli) muhafazakâr veya mütedeyyin kimliğine bakılmadan AK Parti’li kimliğini ve bu partinin gelecek Türkiye Yüzyılı vizyonunu özümsemiş bu ideallere bağlı, özellikle halkla bütünleşik, kibri ayaklar altına alan, 7/24 iletişim kurulabilecek, siyasal kıblesi ‘’ HALK’’ olan bir adayla yola çıkılması gerekiyor.

Zira Mersin’in sosyolojik arka planı ne Doğu ve İç Anadolu’ya ne de Karadeniz’e benzer özellikler taşır. Mersin tıpkı diğer sahil kentlerle benzer özellikte milliyetçi seküler bir insan dinamiğine böyle bir toplumsal yapıya sahiptir. Her ne kadar ülkenin her tarafına ait mozaik bir insan profillerine sahipse de 2014 yerel seçimleriyle birlikte hayata geçen 6360 sayılı yasa ile büyükşehir statüsüne kavuşmuş kentin sınırları eskiden olduğu gibi artık sadece merkezden ibaret olmadığı sınırları Anamur’dan Çamlıyayla’ya genişlediği düşünüldüğünde sadece AK Parti ve MHP için değil tüm partiler için adayın ‘’YERLİ’’ profilli olmasını ön plana çıkartıyor.

Zira kökü bu topraklarda olmayanın bu kenti sadece '' siyaset basamağı'' olarak kullanabileceği bunun yanında doğup büyüdüğü kenti ve insanlarını kökleri bu topraklarda olandan başkası daha fazla düşünemeyeceği daha fazla uğraş vereceği ortada iken bunu bir kez değil en az iki kez düşünmek ve buna göre bir strateji geliştirmek gerekiyor.

Bizden uyarması…